Genelde bir tatil beldesi olarak anılan Ayvalık'ta bu sene ilk kez düzenlenecek Film Festivali 5-10 Ekim tarihleri arasında seyirciyi sinemaya doyuracak.
Kuzey Ege'nin eski Rum kasabası Ayvalık bu sonbahar sinemayı merkezine alan geniş odaklı bir kültür etkinliğine ev sahipliği yapacak.
Mübadele sonrasında yaşanan, uzun yıllara yayılmış zorluklardan sonra bir çeşit toparlanma süreci yaşayan Ayvalık'ı festival sırasında hareketli günler bekliyor.
Türkiye'de tescilli tarihi evlerin en yoğun olduğu Ayvalık ve Cunda'nın son yıllarda yoğunlaşan restorasyon çalışmalarına festival de katkıda bulunmuş durumda.
Mesela etkinliğin ana binalarından, film gösterimleri dışında panel ve söyleşilere de ev sahipliği yapacak Ma'adra binasının iç düzenlemesi YBmO mimarlıkOfisi tarafından tasarlanıp uygulamaya konmuş vaziyette.
Ayvalık, Cunda, Sarmısaklı ve çevrelerinde çirkin yapılaşma agresif varlığını sürdürüyor olsa da geleneksel mimari estetiğine geri dönüşün, bürokratik ve iktisadi engellere rağmen bir trende dönüştüğü kesin.
Bazen manastır, kilise, zeytinyağı fabrikası gibi büyük bina restorasyonlarının, küçücük bir Rum evine göre çok daha kolay yapılabildiği gözden kaçmasa da festival organizatörlerinin bu yöndeki faaliyetlerini önümüzdeki senelerde de dirayetle sürdürüp başkalarına misal teşkil etmesi dileğimiz.
Ayvalık'ta kasırga hezeyanları
Azize Tan yönetimindeki çevik festival ekibi geçen haftadan itibaren Ayvalık'ta etkinlik hazırlıklarına giriştiğinde kasaba teyakkuz halindeydi. Geleceği sanılan ama bir türlü Ayvalık'a uğramayan kasırga yüzünden insanlar olası bir tsunamiyi tedirginlikle bekliyor, gerçekleşme ihtimali varmış gibi görünen felaketler hakkındaki spekülasyonlar tavan yapıyordu.
Meteoroloji yetkililerinin bölgesel tahminleri nispeten yumuşak bir havaya işaret etse de denize açılma yasağı özel teknelerden Ayvalık'ı Midilli'ye bağlayan feribotlara kadar tüm deniz trafiğini felç etti, daha önce birçok hortum görmüş olmasına rağmen ahalinin korku ve paniğe kapılması adeta kaçınılmaz oldu. Felaket tellallığı yüzünden zaten ekonomik zorluklar içindeki esnafın pazar günü kepenk açmadığı ve ticari açıdan verimli olma potansiyeli taşıyan bir günü ABD'den ithal meteorolojik hezeyanlar sebebiyle feda ettiği gözlemlendi. Pazartesi sabahından itibaren tekrar normale dönen Ayvalık'ın hafta sonu başlayacak film festivali sayesinde epey gevşeyeceği umuluyor...
Yan etkinlikler
Etkinliğin panellerinden bir tanesi Başka Kadınlar adını taşıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Locarno'dan ödüllü Sibel adlı filmin kahramanı ötekileştirilimiş "başka" kadın karakterlerden biri. Çağla Zencirci ile Guillame Giovanetti'nin yönettiği, Adana'dan da taze ödüllü filmden yola çıkarak Prof. Dr. Dilek Tunalı, Prof. Dr. Lale Kabadayı, Yrd. Doç. Dr. Derya Özkan mevzuya derinlik katacaklar. Başrol oyuncusu Damla Sönmez'e de en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmış olan bu ve etkinlikte yer alan başka filmlerle bağlantılı olarak kadın kimliği, toplumdaki kadın algısı ve "makbul" birey tarifi üzerinden bir sohbet gerçekleştirilecek.
Festivalin danışmanı Fatih Özgüven ise Hitler'in Hollywood'u (Hitler's Hollywood) adlı belgeselin yönetmeni Rüdiger Süchsland'la bir söyleşi gerçekleştirecek ve propagandanın gücüne bir kez daha vakıf olmamızı sağlayacak.
Çiğdem Öztürk “İkonlar Çağına Veda” adını taşıyan panelde konuşmacı olarak yer alacak. Hakkındaki biyografilerin bile kabak tadı vermeye başladığı bir dönemde Whitney (Houston) ve Roger Appleton'ın yönettiği Lennon'u Ararken (Looking for Lennon) belgesellerinden yola çıkarak konuşmacı Yeşim Tabak 20. yüzyılda pop ikonlarının üstlendiği kültürel işlev ve pop ikonu kavramının nasıl eridiğini anlatacak.
Geniş film spektrumu
Festivalin bölümleri arasında yer alan Türkiye Sineması 2018, senenin birçok başarılı yapımını bünyesinde toplamış durumda. Farklı Hikayeler alt başlığı ile tanıtılan filmler arasındaki Gulyabani sizi hipnotize ederek Gürcan Keltek'in farklı dünyasına kesinlikle sürükleyecektir.
Dünyanın Bin Bir Hali adlı bölümde yer alan filmlerden bir tanesi Pasolini sinemasını özleyenlere iyi gelecek bir eser: Mutlu Lazzaro (Lazzaro Felice). Alice Rohrwacher yönetimindeki amatör oyuncu Adriano Tardiolo'nun masumiyetine kendinizi kaptırmanız hiç de zor olmayacak.
Arsız, agresif ve yüzsüz liderlerden Silvio Berlusconi'den bir kez daha rahatsız olmak isterseniz Loro (Onlar) sizin için biçilmiş kaftan. İtalya sinemasının en güçlü yönetmenlerinden Paolo Sorrentino'nun usta elinden çıkma lirik eserin sonunda, gözden düşmüş liderin haline acımanız da mümkün.
O çok korkulan hava muhalefeti yüzünden iptaller gerçekleşmezse Ayvalık Film Festivalinin Açıkhavada Sinema bölümünde de kaçırılmayacak eserler var.
Sinema ikonu Agnès Varda ile fotoğrafçı JR'ın beraber kotardığı Mekânlar ve Yüzler (Visages Villages) adlı belgesel size olağanüstü bir sinema tecrübesi yaşatacak ve Başka Sinema'nın festivali bir okul haline dönüştürme niyetine hak vermenize neden olacak. En azından içiniz neşe dolacak, yaratıcılığınız körüklenecek, her türlü motivasyonunuz artacak.
Ayvalık Film Festivali Ayvalık ve çevresine hayırlı olsun, zengin bir zeytin hasadının müjdecisi olsun... (RL/EKN)
* Festival hakkında teferruatlı malumata buradan ulaşabilirsiniz.
Jüri başkanlığını Fransız oyuncu Juliette Binoche’nin üstlendiği 78. Cannes Film Festivali, bugün Fransa'da başladı.
Festival, artık resmî olarak çıplaklık ve “aşırı hacimli” kıyafetlerin Palais’nin kırmızı halısında istenmediğini duyurdu.
2022 yılında bir eylemcinin kırmızı halıda üstsüz yürümesi ve bu yıl Grammy Ödülleri'nde Bianca Censori'nin şeffaf elbisesiyle dikkat çekmesinin ardından, festival organizatörleri "kurumsal çerçeve" ve Fransız yasaları doğrultusunda yeni bir açıklama yaptı.
Variety'de yer alan habere göre, festivalin yeni yönergelerinde şu ifadeler yer aldı:
“Bu yıl Cannes Film Festivali, uzun süredir fiilen uygulanan bazı kuralları resmen yönetmeliğe dahil etti. Amaç, doğrudan giyimi denetlemek değil; Fransız yasalarına ve festivalin kurumsal yapısına uygun olarak kırmızı halıda çıplaklığı yasaklamak.”
Festival öncesinde jüri üyeleri Payal Kapadia (sağda), Leila Salmani (solda), Halle Berry (sol 2), Juliette Binoche (ortada) ve Alba Rohrwacher (sağ 2) basın mensuplarına poz verirken, Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Kadınlara yönelik ayrımcı tutum
Festival yönetimi ayrıca, “diğer davetlilerin hareketini engelleyebilecek ya da salonlardaki oturma düzenini zorlaştırabilecek kıyafetler giyen kişilerin girişine izin verilmeyebileceğini” duyurdu.
Festival düzenleyicilerine göre uzun kuyruklu elbiseler, Palais’nin ünlü merdivenlerinde trafik yaratabiliyor ve güvenlik açısından tehlike oluşturabiliyor.
Öte yandan, son yıllarda Cannes Film Festivali, kırmızı halı giyim kuralları nedeniyle eleştiriliyor.
Akşam gösterimlerinde “şık” ayakkabı zorunluluğu, özellikle kadınlara yönelik ayrımcı bir tutum olarak değerlendiriliyor. Festival, uzun süre “şık” tanımını neredeyse sadece yüksek topuklu ayakkabılarla sınırlı tuttu. Bugün düşük topuklu ayakkabılar daha fazla kabul görse de –spor ayakkabılar hariç– 2022’de yerli bir yapımcının mokasen giydiği için geri çevrilmesi gibi olaylar hâlâ yaşanabiliyor. (TY)
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin 25 Nisan'da Kemer Mahallesi'nde yaptığı yol yenileme çalışması sırasında insan kemiklerinin bulunduğu oda mezara ilişkin Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu çalışmalarını tamamladı.
Çalışmalar kapsamda mezarın üstünün kapatılması ve yoldaki asfaltlama çalışmalarının Aydın Müze Müdürlüğü’nün denetiminde yapılmasına karar verildi.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, beyaz örtüyle kapatılan tarihi mezarın üzerine toprak döküldü.
• Bölgenin arkeolojik sit alanı olması nedeniyle Aydın Müze Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü kazı çalışmalarında, yaklaşık 2 metre derinlikte küpler içinde üç insana ait olduğu değerlendirilen kemik ve kül kalıntıları bulunmuştu.
Oda mezarın Roma dönemine ait olduğu değerlendirilmişti. (TY)