Korhan Gümüş - Bianet

Korhan Gümüş

Sayfa 2

Profesyonelliği Emen Kara Delikler

Sulukuleye surlara uygun konutlar geliyormuş... Proje, Nazi Almanyasındaki uygulamaları hatırlatıyor. Mimarlıkta tarih icat etmek, yaşayanlar üzerinde ideolojik baskı oluşturmaya yardımcı olduğu kadar, profesyonelliğin de dışlanmasına hizmet ediyor.

Sulukulenin Bin Yıllık Sakinleri

Belediyeler Türk Mahalleleri gibi uygulamalarla mutenalaştırma uygulamalarına girişiyor. Peki bu semtlerde yaşayan insanlara ne olacak? Bu değişim kente ait olan bir düzenin yerini ideolojik bir dönüşümle, hayali bir düzenin alması demek.

10 Aralık 2005

İstanbulda Planlama Tehciri

21 yüzyıl kent politikaları ters yönde hareket ediyor. Kentliler planlamayı kendilerine hizmet için değil, eziyet etmek üzere uzmanların uydurduğu bir kamu işlevi olarak görüyor. İstanbula bu planlama anlayışı temel insan hakları ihlali anlamına geliyor.

Otomobil Kenti İşgal Etti

Otomobilin kamusal ulaşım sisteminin yerini alması, elektriğin terk edilerek gazyağı lambasının kullanılmasına benziyor. Eğer bugün bir eksiklikten, bir sorundan söz edilecekse, Türkiyenin otomobilleşme biçimi bizzat bir azgelişmişlik göstergesi.

Planlama Merkezi Ne İş Yapar?

İstanbulu planlamakla görevli kuruluşun, Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezinin yöneticisi, Prof. Kaptan bir toplantıda 3. Köprü ve Dubai Kulelerine karşı olduğunu söyledi. Şimdi ne olacak? Bu görüş ciddiye alınacak mı?

İstiklal Caddesinin Konseptinde Ağaç Yokmuş

Kentsel tasarım nasıl yapılır? Planlama bürosunda yapılamaz. Müteahhitin bürosunda da yapılamaz. Kaldırımlara babalar yerleştirilerek de yapılamaz. Uzmanların, halkın, profesyonel kuruluşların rollerinin belli olduğu bir ilişki içinde, katılımla yapılır.

Kent Yönetiminin Demokratikleşmesi Zorunlu

Bu köprü yapılacak, o kadar demek eskisi kadar kolay değil. Lastik tekerlekli ulaşıma dayalı bir çözüm İstanbulu mahvediyor. Biz kenti basit bir makine, bir eşya gibi tasarlamaya kalktıkça, sorunlar daha içinden çıkılmaz hale geliyor.

Kamu Kimin Hizmetinde?

İstanbuldaki fırsatlar yalnızca küresel sermayenin ve uzmanların kullanabileceği fırsatlar olarak kalmamalı. İstanbulluların İstanbul üzerinde söz sahibi olması için belediyeye, bağımsız kuruluşlara ve profesyonellere çok iş düşüyor.

Liman Kentin Malı Olmalı

Bir kamu işlevini özelleştirmek demek, imtiyaz hakkı vermek demektir. Ne tepeden inmeci kamu fikri, ne de özel kuruluşların dar perspektifi kentsel gelişmeyi sağlayabilir. İstanbullular İstanbul üzerinde söz sahibi olmalı.

Profesyonellik Nerede Başlıyor?

Neden bir girişimcinin iş verdiği profesyonel bir mimarın buraya Galata Kulesi kadar yüksek bir otel dikme düşüncesi ile bir öğrencinin kendi imkanları ile gerçekleştirdiği projenin programı birbirinin tam tersiydi?

Başka Bir Değişim Mümkün

Kentte değişim olması kaçınılmaz. Sorun değişimin kente dair politikalar üretilerek yönetilememesinde. Yapabileceğimiz tek şey kalıyor: Yöneticilere onlara emanet ettiğimiz mülkün, ayırdığımız kaynağın bizim olduğunu hatırlatmak.

11 Ağustos 2005

Neden Kendimize Şaşırmıyoruz?

İktidar, kentin kendisine ait olduğundan şüphe duyuyor. Sürekli bir gün elinden alınacağı korkusu ile yaşıyor. Fetihçilik bir metafor olarak kendisini yeniden üretiyor. Halk yönetim işlevlerinden yararlanmak yerine, kurtulmak için uğraşmakta.

3 Ağustos 2005

Tepebaşı Kamuya Açılmalı

Kentin merkezindeki bu kamu alanının yönetimini Pera Müzesindeki gibi özelleştirirseniz, korkarım bu defa kamuya bir şey vermiş değil, kamudan bir şey almış olursunuz. Size önerim, bu işi kendinizden bağımsızlaştırmanız.

25 Haziran 2005

Kentin Alarm Zilleri Çalıyor

Başta kent yönetimi olmak üzere bütün İstanbuldaki bütün kuruluşları bu projeye, kötü bir yönetim örneği olduğu için karşı çıkmaya çağırmalıyız. Kamunun dönüşümünü yalnızca özelleştirme olarak anlayan bir gidişe dur demek için fazla zamanımız kalmadı.

İstanbulun Gidişi Sermayeye Teslim Edilemez

Kamu alanlarında yatırımcıların amaçları mı, kentin kullanım amaçları mı öne çıkacak? Sermayenin amaçları kentin gelişimi açısından yeterli değildir. Kamu bağımsız bir işlev yerine getirmedikçe kent hayatı oksijensiz kalmış bir beyin gibi dumura uğrar.

Ya Gökkafes, Ya İstanbul!

Tapu kaydından usulsüz olarak kaldırılan bu gayrımenkulün üzerinde bina inşa edilemez şerhinin tapu kaydına tekrar yazılmasına ilişkin mahkeme kararının Yargıtay tarafından onaylanması ile Gökkafes tekrar kamuoyunun gündemine geldi.

STKlar Bağımsız Olmalı

Önemli olan sorun yalnızca kamu hizmetlerinin idame ettirilmesi için STKların kullanılması değil, kamu ürün ve hizmetlerinin kamu malı olmaktan çıkmasıdır.Kamu kişilikleri tarafından kurulan STKlar kamu işlevlerini siyasal denetim dışına çıkarıyor.

Yerel Siyasette Dönüşüm İşaretleri

Kamu yönetimlerinde çok taraflı bir siyasal model üzerindeki tartışmalar, Türkiyede ve büyük kentlerde yeni bir dönemin başlayabileceğinin de göstergesi

İstanbul İçin Son Fırsat

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Tarihi Yarımada için hazırlattığı Koruma Amaçlı Master Planın İstanbulun kaderini tayin edecek bir adım olduğu söylenebilir. Ancak bu plan bir kesimin görüşü olmaktan çıkarılmazsa, tüm Türkiye kaybedecek...

Üniversiteler Nasıl Özerk Olur?

Üniversitelerin özerkliği isteyebilecekleri kendilerinden başka bir kurum yok. Eğer YÖK Başkanı ve bazı rektörler sorunu TSKya taşımasaydı belki biz hala tartışmanın iki resmi taraf, hükümet ile YÖK arasında cereyan ettiğini düşünecektik.

Kamu Kurumu Otorite Değildir ki!

Büyükşehir Belediyesinin hazırladığı Deprem Master Planı bir taraf gözüyle ele alınmış. Oysa farklı aktörlerin katılımı, onların müzakeresi esas tutulmalıydı. STKlar da hazırlanan Master Planına bu mantıkla dahil edilmeliydi.

Fransada Kültür Mirası Nasıl Korunuyor?

Fransa örneğini kültür varlıklarının korunması konusunda kamu yönetimleri arasındaki bir yetki paylaşımı düzenlemesi olmaktan çok, yerel halkla iletişime dayalı, özerk uzmanlık kurumları ile gerçekleşen bir kurumlaşma süreci olarak okumak gerekiyor.

16 Haziran 2003

İstanbul Depreme Nasıl Hazırlanmalı?

İstanbulda depreme karşı bir yönlendirici plan yapılacaksa, en ufak birimden, kentin bütününe uzanan her ölçekteki karar aşamalarında bütün yerel yönetimler, yönetsel kurumlar, üniversiteler, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri seferber edilmeli.

Beyaz Gömlekli Projeci Başkan ve İstanbul

Belediyenin yaptığı ankete göre İstanbulluların yüzde 64ü kendini başka kentli olarak tanımlıyor. Fakat anketteki elit hava Belediyenin çalışmalarına yapılan vurgulara rağmen kendini gösteriyor.

Zorunlu Deprem Sigortası Ne İşe Yarıyor?

DASKın Zorunlu Deprem Sigortası, tekelci bir sigortacılık anlayışıyla uygulanıyor. Bingölde 22 bin 500 konuttan 330nun sigortalı olması sistemin çok da iyi çalışmadığını göstermiyor. İnsan Yerleşimleri Derneğinin sorularını da yanlış algılıyorlar.

Yerel Yönetimler Nasıl Değişecek?

Türkiyede yerel yönetimler reformu çalışmaları, yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasındaki yetki ve görev paylaşımına odaklanıyor. Çalışmalarda hep, mevzuatın uygulamayı düzenlemesi hedefleniyor. Oysa öncelik, ilişkinin değişmesinde olmalı...

İstanbullu Kim?

Belediyenin bir araştırması İstanbulluların büyük bölümünün kendilerini İstanbullu olarak hissetmediklerini ortaya koyuyor. Bu araştırmadan bir başka sonuç çıkarmak da mümkün: İstanbulun yönetimleri İstanbulluları ne kadar hemşerileri olarak görüyor?

Şehirin Otoyolla Savaşı

Eskiden yemek yenen, şarkılar söylenen, yaşanan balkonlar, bahçeler artık oturulamaz, yaşanamaz yerlere dönüştü. İnsanlar giderek daha fazla zehir solumaya başladı ve hastalandı. Bundan herkes payına düşeni aldı.

Kamu Ürünleri Ketçap Gibi Tanıtılabilir mi?

Büyükşehirin tanıtım kampanyası ehlileştirilmiş ve sağın her zaman sahiplendiği, sivil toplumu kuşatan resmiyetçi tavrın bir uzantısı. Amaç onların yaptığını yapmak, iktidardan pay istemek olmalı...

Kuşatanın Kuşatılana Dönüşmesi

Fetih gerçekleştiğinde kuşatan, kuşatılana, karşıtına dönüşüyor. Belediye Başkanı çalışınca olmuyor. Müteahhitleriniz çalışsa da, proje ekipleriniz çalışsa da olmuyor. Kentin kağıt üzerinde alınan kararlarla yönetilmesinin nasıl sonuç verdiğini düşünün.

Yerel Yönetimlerde Nasıl Bir Reform?

STKlar, üniversiteler, meslek odaları yerel sorunlar karşısında yalnızca kendi kamu yararı anlayışlarını, tercihlerini ifade etmek yerine yerel halkın sorunları sahiplenme imkanlarını geliştirmeyi tercih ederlerse, yerel yönetimleri değiştirmek mümkün.

Üniversiteleri Savunmamız Gerekiyor

Siyasetin cisimleştiği alanlar, kamu uygulamaları tepeden inme bir uzmanlık bilgisi ile biçimlendirilmeye çalışıldıkça fakirleşme, krizler ve hatta felaketler kaçınılmaz oluyor...Yalnızca bu nedenle bile üniversitelere sahip çıkmamız gerekiyor

1
2
3