Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürü Enes Efendioğlu, Bursa’da katıldığı bir söyleşide gençlere yönelik devlet desteklerine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Efendioğlu, Aile ve Gençlik Bankası tarafından sağlanan faizsiz evlilik kredisinin kapsamının genişletileceğini duyurdu.
Yeni düzenlemeyle, evlilik kredisine çocuk teşviki de eklenecek. Bu kapsamda, çocuk sahibi olan çiftlerin krediyi kısmen ya da tamamen geri ödemekten muaf tutulması planlanıyor. Mevcut sistemde, genç çiftlere verilen faizsiz kredi için ilk iki yıl geri ödeme alınmıyor.
Efendioğlu, Aile ve Gençlik Bankası’na aktarılmak üzere devletin doğalgaz, petrol ve nükleer enerji üretiminden elde ettiği gelirlerin bir kısmının kullanılacağını da belirtti. “Bu fonda toplanan kaynak ciddi oranda artıyor. İlk olarak evlilik kredisiyle uygulamaya başladık. Şimdi ise çocuk teşvikiyle birlikte geri ödeme konusunda yeni adımlar atılacak” dedi.
Kadınların karar alma hakkını sınırlandırıyor
Düzenleme “kadın değil aile” odaklı. Feminist bakış açısı ile yorumlandığında düzenleme şöyle yorumlanabilir:
Düzenleme, genç kadınlara yönelik destekleri “evlilik” ve “annelik” koşuluna bağlayarak, kadının toplumdaki yerini hâlâ büyük ölçüde aile kurumu içinde tanımlıyor. Bu, kadınların bireysel ekonomik özgürlükleri, kariyer planları ya da evlenmeme tercihi gibi yaşam biçimlerini göz ardı ediyor. Feminist bakış açısı, kadını yalnızca eş ve anne kimliğiyle destekleyen değil, tüm bireysel tercihleriyle tanıyan politikaları savunur.
“Çocuk yaparsan borcun silinir” mesajı, ekonomik kaygılarla erken yaşta evliliği ve plansız çocuk doğurmayı teşvik edebilir. Bu durum, özellikle sosyoekonomik açıdan kırılgan genç kadınlar üzerinde baskı oluşturabilir. Kadınların bedeni ve üreme hakları üzerindeki bu tür dolaylı müdahaleler, onların karar alma özgürlüklerini sınırlandırabilir.
Destek sistemleri genellikle aile içinde kadının bakım emeğini görünmez kılar. Bu krediler çocuk teşvikiyle bağlandığında, çocuk bakımının büyük oranda kadınların omuzlarında kalacağı varsayımı yeniden üretilir. Erkeklerin bakım sorumluluğu paylaşması yönünde hiçbir teşvik veya yükümlülük içermemesi, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirir.
Kadınların en temel sorunları olan şiddetten korunma, güvenceli istihdam, eşit işe eşit ücret, kreş hakkı gibi ihtiyaçlar yerine; evlenmeleri ve çocuk doğurmaları durumunda ödüllendirildikleri bir sistem öneriliyor. Bu, gerçek anlamda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya değil, mevcut ataerkil düzeni sürdürmeye hizmet eder.
Feminist politikalar, kadınların hayatın her alanında eşit ve özgür bireyler olarak var olabilmesi için:
- Kadınlara evli olup olmadıklarına bakılmaksızın ekonomik destek sunulmasını,
- Bakım emeğinin toplumsallaştırılmasını (örneğin kamusal kreşler),
- Kadın istihdamının teşvik edilmesini,
- Üreme haklarına koşulsuz saygı gösterilmesini savunur.
(EMK)