Sırrı Süreyya Önder kimdir?

Sosyalist siyasetçi, müzisyen, senarist, oyuncu, yönetmen ve yazar.
1978 yılında Maraş Katliamı'nı protesto ettiği için 16 yaşında cezaeviyle tanışan Önder’in yaşamı, Türkiye'nin yakın tarihine dair güçlü bir tanıklığı da barındırır.
17 Aralık 2010'da TRT'de yayınlanan Memleket İsterim – Aydınların Gözüyle Türkiye adlı belgeselde, sosyalizmi şöyle tarifliyor:
“Eskiden yarı şaka bir sosyalizm tarifimiz vardı bizim. 'Sosyalizm, incir vakti incir yemektir' derdik, ama 'İncir vakti herkesin incir yemesi' derdik. Eskiden bu inciri çok önemserdim, vaktinin anlamını kavramazdım. Artık dünya bize bir şeyi vaktinde yemenin kıymetini de öğretti, herkesin yemesinin zorunluluğunu da.”
7 Temmuz 1962’de Türkmen bir ailenin çocuğu olarak Adıyaman’da doğdu.
Berber olan babası Ziya Önder, 1960’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Adıyaman’daki kurucularından ve il başkanlarındandı. Önder, 8 yaşında babasını kaybettikten sonra annesi Zeliha ve dört kardeşiyle birlikte dedesinin yanına taşındı. Fotoğrafçı çıraklığı gibi çeşitli işlerde çalışarak ailesine destek oldu. Fotoğrafçılıktan kazandığı para ailesini geçindirmeye yetmediği için 16 yaşına geldikten sonra Sıtma Savaş ve İlaçlama Teşkilâtı'nda işçi olarak çalıştı. Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde işsiz kaldı.
Adıyaman Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi; ancak 12 Eylül 1980 Darbesi sırasında, ikinci sınıftayken, eğitimine ara verdi. Ardından tutuklandı ve 12 yıl hapis cezası aldı.
Gençlik yıllarını, 7 yıl boyunca, Mamak, Ulucanlar ve Haymana cezaevlerinde geçirdi. Cezaevinde işkence gören Önder, açlık grevlerine de katıldı. 105 gün boyunca Ankara Derin Araştırma Laboratuarı'nda (DAL) kaldı.
1987’de tahliye olduktan sonra yurt içinde ve dışında çeşitli işlerde çalışmaya devam etti. Mevsimlik tarım işçiliği, lastik tamirciliği, inşaat işçiliği ve uzun yol kamyon şoförlüğü, yaptığı işlerden bazılarıydı.

Sırrı Süreyya Önder: “Uzun bir geleceği düşünüyoruz”
Sinemacı Önder
2003’te Yılmaz Güney’in Duvar filmini izledikten sonra Barış Pirhasan’ın senaryo atölyesine katılmasıyla sinema kariyerine başladı.
Sinemacı olarak özellikle 2006 yapımı Beynelmilel filmiyle geniş kesimlerin dikkatini çekti. 2007 Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü kazan film, darbe dönemini hiciv yoluyla anlatırken aynı zamanda Önder'in gençliğine de göndermeler içerir.
Filmde, Önder cezaevindeyken maddi olarak ona ve ailesine destek olmak için berber dükkânında çalışan kardeşi de rol alır.
Önder, Sis ve Gece (2007), O… Çocukları (2008), F Tipi Film (2012), Yeraltı (2012) ve İtirazım Var (2014) gibi yapımlarda da senarist, yönetmen veya oyuncu olarak yer aldı. Üniversitelerde senaryo yazımı ve sinema dersleri verdi.
2010 yılından BirGün Gazetesi'nde, 2011 yılına dek ise Radikal Gazetesi'nde hafızalara kazınan ve toplumsal belleğin, dayanışmanın önemine vurgu yapan yazılar kaleme aldı. Milletvekili olduktan sonra köşe yazılarına bir süre daha devam etse de düzenli olarak yazmadı.

Sırrı Süreyya Önder: Büyük bir onurla LGBTİ+ sözleşmesini imzaladım
Politikacı Önder
2011 yılında Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'ndan gelen davetle İstanbul milletvekili seçilerek politikaya adım attı. Barış ve Demokrasi Partisi'nde (BDP) yer aldı.
BDP Milletvekili ve TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu üyesi olduğu 2012 senesinde Mamak'ta kendisine işkence yapan dönemin cezaevi müdürü Raci Tetik'le 28 yıl sonra yüz yüze geldi: “Raci Tetik, benim bilfiil işkencecim. Sadece benim değil, Mamak zindanından geçen binlerce insanın işkencecisi. İki yoldaşımızın da ölümünden sorumlu. Onları sorarak başlayacağım. İlhan Erdost, Mustafa Yalçın.”
Tetik'le olan görüşmesinden önce gazetecilerin “Size nasıl bir işkence yapılmıştı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Mamak’ta herkese ne yapıldıysa... Tabutluklar, falakalar, kendi eliyle dövmeler, köpekleri üstümüze salmalar, hakaretler, görüşçülerimize yapılan eziyetler... Bir özel harp mensubudur. Kıbrıs’taki işkencelerinden, gaddarlığından dolayı ödüllendirilerek Mamak’a gönderilmiştir. 28 Ağustos’ta geldi Mamak’a ve 12 Eylül’ün geleceğini haber vererek başladı işe. Soracağız bütün bunları. Tarih sorar. Gün gelir devran döner, sanıkla sorgulayan yer değiştirir.”
Daha sonra Halkların Demokratik Partisi (HDP) bünyesinde milletvekili olarak görev yaptı.
2013 yılında Gezi Direnişi'nde iş makinesinin önüne geçerek ağaçları ve parkı korumaya çalıştığı görüntüleri, Türkiye genelinde yankı uyandırdı. Gezi Parkı'nda polis tarafından hedef alındı ve yaralandı.
Aynı yıl Çözüm Süreci'nde İmralı Heyeti’nde yer aldı ve PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeler yürüttü. Diyarbakır Newrozu’nda Öcalan'ın mesajını milyonlara okuduğu için “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılandı ve 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2018 yılında tutuklandı. Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ihlali kararı sonrası 2019’da tahliye edildi.
2023 yılında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden (DEM Parti) İstanbul milletvekili seçildi ve TBMM Başkanvekili olarak görevlendirildi. İkinci İmralı Heyeti'nde yer aldı.
Etkileyici hitabeti, mizahı ve sosyalizm anlayışıyla hem sinema hem de siyaset dünyasında özgün bir yere sahip olan Önder, 15 Nisan 2025’te geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası İstanbul’daki Florence Nightingale Hastanesi’nde ameliyat oldu. Sağlık durumu başta DEM Partililer olmak üzere iktidar yetkilileri tarafından da yakından takip ediliyor.
Ceren isminde bir kızı, Ferhan Can adında bir de torunu var. (TY)
