DEM PARTİ MYK "ÖCALAN'IN ÇAĞRISI" İÇİN TOPLANDI
DEM Parti Sözcüsü Doğan: "Devlet ve iktidar da [çağrının] muhataplarıdır"
![DEM Parti Sözcüsü Doğan: "Devlet ve iktidar da [çağrının] muhataplarıdır"](https://static.bianet.org/haber/2025/03/04/dem-parti-sozcusu-dogan-devlet-ve-iktidar-da-cagrinin-muhataplaridir-1.jpg)
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde bir araya gelen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sürerken, toplantı gündeminde görüşülen “Yol Haritası”na ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Doğan, Öcalan’ın çağrısı sonrasında tüm parti kurullarının görüşme haline geçtiğini ve toplantıların devam edeceği bilgisini paylaştı.
Çağrı tüm dünyada yankılandı
Ayşegül Doğan, tüm dünyada yankılandığını söylediği çağrının yanında ve arkasında olduklarını belirtti: "‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hayata geçmesi için [...] DEM Parti olarak memnuniyet verici bir şekilde görev, sorumluluk ve inisiyastif almaya hazır oldu[klarını]" dile getirdi.
Doğan, "Öcalan’ın 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı' dünyada yankılanan bir çağrıya dönüştüyse bu Kürt meselesinin Türkiye’de demokrasi sorununun yalnızca Türkiye ile sınırlı bir mesele olmadığını bir kez daha göstermiş oldu. Bu açıdan baktığımızda hayat bugüne kadar DEM Partinin yaptığı tespitleri doğruladı." dedi.
Çağrı hepimize
Ayşegül Doğan, Öcalan'ın çağrısının "tüm dünyayı ilgilendir[mesinin]" Ortadoğunun "esas gündemi[nin] yaşanan savaşlar ve bu savaşların kalıcı barışlarla nihayetlendirilememesi"yle bağlantılı olması nedeniyle "çok önemli ve kıymetli" olduğunu anlattı: "O yüzden bu çağrı herkese. Bu çağrının öznesi yalnızca bu ülkede yaşayanlar değil bu ülke dışında yaşayıp ülkede demokratikleşme, barış umudu ve hayali için mücadele edenler ve bunun için bedel ödeyenlerdir [...] aynı zamanda. Bu açıklamanın muhatabı bu nedenle demokrasi, çözüm ve barıştan yana olan herkes." dedi.
Devlet ve iktidar gerekenleri yapmalı
Bu açıklamanın "Devlet ve iktidarın da söz konusu koşulların sağlanabilmesi için yapması gerek[enler] için adım atmasını zorunlu kıldığını söyleyen Ayşegül Doğan "Hız önemli, zamana yaymamak önemli." dedi. "O nedenle yapılması gereken her şey bu 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın hayata geçmesi için yapılmalıdır."
Parlamento hak ve özgürlüklerin herkes için işlemesine çalışmalı
Doğan meclis zemininde neler yapılabileceğine ilişkin olarak da "hepimizin ihtiyaç duyduğu hukuk, hak ve özgürlükler, demokrasi ve adalet düzeninin herkes için işlemesi" konusundaki olanakları vurguladı: "Onlarca yıldır kanamakta olan bu yarayı açıkta bırakmamak gerekiyor. O yüzden de bu fırsata çok hızlı bir biçimde bir takım yasal çerçevelerle somut adımlarla yanıt vermek gerekiyor ki kaygılar ve endişeler ortadan kalksın." dedi.
101 merkezde Newroz
Doğan DEM Parti'nin barışı anlatmak için "önümüzdelki günlerde yeniden sahaya ineceğini" de duyurdu.
"8 Mart’ta [çağrıyı] kadınlarla buluşturmaya hazırlanıyoruz. Bu sabah Kadın Meclisi Sözcümüz de açıklama yaptı ve bu çağrıyı kadınlar olarak güçlü bir biçimde sahiplendiğimizi buradan ifade etti. 21 Mart geliyor, Newroz geliyor. Newroz'a da bu coşkuyla, bu umutla hazırlanıyoruz. Yani DEM Parti olarak önümüzdeki günlerde yeniden sahaya iniyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı halk buluşmaları yapacağız. Tam 101 merkezde, İzmir’den Şırnak’a, Hakkari’den Manisa’ya, Trabzon’dan Ankara’ya İstanbul’a her yere uzanmaya çalışacağız. Herkese anlatmaya çalışacağız. Neyi anlatacağız, barışı anlatacağız. Niye anlatacağız, çünkü birlikte inşa etmemiz gereken bir yeni döneme giriyoruz. Hepimiz için yeni bir sayfa açılıyor. Aralanan bu kapıdan, açılan bu sayfayı birlikte dolduralım, birlikte yazalım. Herkesin yapabilecekleri olduğu gibi hepimiz şunu hep aklımızda tutarak yapmalıyız: Bugün uzatılan bu eli öylesine bir kavrayalım ki; avuçlarımızdan kayıp gitmesini engelleyecek bir şekilde sımsıkı tutmak hepimizin yurttaşlık görevidir. O nedenle çağrıyı, barış ihtimaline en uzak kesimlere bile bıkmadan ve usanmadan anlatmaya çalışacağız. Onların kaygılarını gidermeye çalışacağız. Dünden daha büyük bir kararlılıkla, dünden daha büyük bir umutla, daha büyük bir coşkuyla." dedi.
"Kürt Sorunu"nun çözümü demokratikleşme demektir
"Çünkü kendimize güveniyoruz, tecrübemize güveniyoruz, bunu başarabileceğimize inanıyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü için destek veren, bunun için bedel ödeyen, bu çözüme omuz veren herkesin bu yolda tereddütsüz bir biçimde yürüyeceğinden de hiçbir şekilde kuşku duymuyoruz. Kürt sorununun çözümü demek, Türkiye’nin demokratikleşmesi demektir. Bu birbirinden ayrılmaz bağlarla iç içe geçmiş iki meseleyi çözmek konusunda biz kararlıyız aynı irade ve kararlılığın tüm muhataplar tüm toplum ve taraflar açısından da ortaya konulması gerekiyor.
Yol haritamız "demokrasi"
"'Buradan bir şey çıkmaz' yaklaşımını göstermek yerine, 'buradan bir şey çıksın, bu bir sürece evrilsin' diye yapılması gerekenleri paylaştık. Bizim bu konuda bir yol haritamız hep vardı. Bizim programımız zaten bunun üzerine kurulu: Türkiye nasıl demokratikleşir ve Kürt meselesi nasıl çözülür? Neden ikisi birbirinden ayrılamaz, neden Kürt meselesi çözülmezse Türkiye demokratikleşemez?"
(AEK)