Avukat İnan: OYAK, Diyarbakır’da 250 dönümlük ormanı yok edecek

Türkiye’nin en büyük üçüncü çimento fabrikası OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş., Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Çömçeli Mahallesi’nde 250 dönümlük orman arazisi üzerine pomza (ponza) ocağı kuruyor.
37 yıl sürecek proje için geçtiğimiz günlerde (25 Mart) köye 150 metre mesafedeki ormanlık alanda ağaç kesimi yapıldı.
Ağaç kesimine engel olmak isteyen köy halkının üstüne ise jandarma ateş açtı.
Köy mezarlığının yarısını kapsayan, 2021’de “ÇED olumlu raporu” (Çevresel Etki Değerlendirmesi) verilen projenin durdurulması için Diyarbakır Barosu yargı yoluna başvurmaya hazırlanıyor.
Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu’ndan avukat Ahmet İnan, dört yıl önce “ÇED olumlu” raporununun prosedür gereği muhtarlıkta askıya çıkarıldığını, kısa süre sonra indirildiğini ve köy halkının projeden habersiz olduğunu söyledi.

Diyarbakır’daki bağ ve bahçeler maden yüzünden kurudu
"Başka madenler de çıkaracaklar"
Şirketin, inşaat sektöründe yapıların dayanıklılığını artırmak için kullanılan volkanik bir kaya türü olan pomza taşı çıkaracağını belirten İnan, “Projede pomza çıkarılacağı ifade ediliyor ama ben sadece pomza çıkaracaklarını sanmıyorum çünkü bunca maliyeti göze almaya değecek kadar değerli değil. Ayrıca orada başka madenlerin de olduğu biliniyor, muhtemelen başka madenler çıkarılacak" dedi.
"Kimyasallar toprağa ve içme suyuna karışacak"
İnan, maden çıkarma faaliyetlerinin çevreye ve halk sağlığına etkilerine de değindi ve şunları söyledi:
“Pomza taşı çıkarıldığında kullanılan kimyasalların toprağa ve içme suyuna karışıyor. Mesela yer altından çıkarılan maden, toprağıyla beraber çıkıyor. Yer altından çıkarılan maden bir yerde istifleniyor, sonra bir yağmur yağıyor. Bu istiflenen maden ve toprak birikintisinin içindeki zehirli kimyasal ürünler, sızıntı oluşturuyor. Sızıntı da yer üstündeki bir dereye ya da yakındaki yerleşim yerine doğru gidiyor veya yeraltı sularına karışıyor.”

Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Geliyê Godernê çağrısı
"Evin 150 metre yakınında dinamit patlatacaklar"
Madeni çıkarmak için bölgede “patlatma” işleminin yapılacağını belirten İnan, şöyle devam etti:
“Proje dosyasında, ocağa en yakın hane 150 metre mesafede diye yazıyor. 150 metredeki evde nasıl ayakta kalacak, evdekiler nasıl yaşayacak? Evinizin 150 metre yakınında dinamit patlatılacak, kapınızı açamazsınız.
‘Biz toz modellemesi, hava modellemesi yapıp bu tozun oluşmasını engelleyeceğiz’ diye taahhüt ediyorlar. Ama bunun sadece kağıt üzerinde olduğunu biliyoruz.”
.jpg)
“Geliyê Godernê’deki ağaç kesimleri kim tarafından yapılıyor?”
"Su deposunun yanında patlatacaklar"
“Patlatma”ların tehlikelerine de dikkat çeken İnan, şu örnekleri verdi:
“Patlatma, eğer yer altı akiferlerine (su taşıyan malzemenin yer altı tabakası) denk gelirse o suyu kurutuyor. Mesela su havzası koruma kanununda ‘belli bir kilometreye kadar tescilli su havzalarının yakında maden faaliyeti yapamıyorsun’ diye yazıyor. Ama Türkiye'de tescilli su havzaları, su havzalarının yüzde birini bile oluşturmuyor. Köyün 118 metre yakında su deposu var. Burası tescillenmedi diye gelip oranın yanında patlatacaklar.”

Zorê Vadisi’nde HES için verilen ÇED’e keşif kararı
"Jandarma ateş açtı"
İnan, 25 Mart günü yaşanan olaya ilişkin de bilgi verdi. Köy halkının ağaç kesimine engel olmak için toplandığını söyleyen İnan, jandarmanın ateş açtığını belirtti:
“Köylüler o ormanda ağaçların dibinde bekliyor, bırakmıyor. Jandarma; çocukların, kadınların, yaşlıların olduğu alanda saatlerce havaya ateş açıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu görevi kötüye kullanmadır. Korkuyla tepeden düşenler de vardı. Bazı kadınlar, kolluk güçleri tarafından şiddete de maruz kaldıklarını söylüyorlar.
Ayrıca bu ormanlık alanın içinde köy mezarlığı da var. O mezarlıklar da proje kapsamında kalıyor. Bu rant sistemi; mezarların, yaşam hakkının ve barınma hakkının yok olup olmamasını umursamıyor sadece kar etmeyi amaçlıyor."
(DT/RT)
MEB SORUŞTURMA BAŞLATMAKLA TEHDİT ETMİŞTİ
Toplumsal cinsiyet dersini veren öğretmen açığa alındı

İTÜ öğrencilerinin talebi: Adalet

Ayrımcılığa uğrayan LGBTİ+ çalışan: Starbucks kapsayıcı değil

Dikmece direnişi sürüyor: “Konuşan şiddete uğruyor”

Perihan Koca: İklim Kanunu değil ticaret sözleşmesi
