8 MART’A GİDERKEN
Çiçeklerle değil, adaletle!

Mart Dünya Kadınlar Günü…
Dünya Emekçi Kadınlar Günü de diyebilirsiniz.
1857 yılına dayanan acı bir geçmiş, yakılarak katledilen 120 kadın işçi ve onların taleplerinin bugün hâlâ tam anlamıyla karşılanmamış olması…
Ama mesele sadece geçmişte yaşanan trajediler değil.
Mesele, bugün hâlâ kadınların eşit haklara ulaşma mücadelesi vermek zorunda olması.
Kadın cinayetleri önlenemedi.
Şiddete uğrayan kadınlar yeterince korunamıyor.
Eşit işe eşit ücret hâlâ sağlanmadı.
Eğitimde, iş hayatında, siyasette kadınların önü kesiliyor.
Ve en önemlisi, kadınların hakları hâlâ görmezden geliniyor.
Peki sorun nerede?
Belki de talep etme biçimimizde.
Sesimiz gerçekten gür ve güçlü çıkıyor mu?
Açık konuşmak gerekirse, yaşadığım şehirden örnek verirsem, maalesef hayır.
8 Mart’ta yapılan eylemler, açıklamalar, organizasyonlar bile parçalara bölünmüş durumda.
İktidar partisi ve ona yakın teşkilatlar bir yanda, muhalefet partileri ve kadın örgütleri ise bambaşka bir yanda.
Herkes kendi açıklamasını yapıyor, herkes birbirini suçluyor, herkes kendi görüşünü aşılamaya çalışıyor ve sonuç olarak harala gürele geçen bir gün kalıyor geriye…
Kadın Meselesi Siyasetin Oyuncağı Değil!
Bu yüzden başta siyasi partilerin kadın kolları olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşlarına bir çağrım var:
Gelin, bu 8 Mart’ta alanlarda hep birlikte olalım.
Bu kez siyaset için değil, kadınlar için, haklarımız için, özgürlüğümüz için hep birlikte haykıralım!
Kadın meselesi, bir ideolojinin, bir partinin ya da belirli bir grubun tekelinde olamayacak kadar büyüktür.
Kadın hakları tüm toplumun meselesidir.
Kadınlar, ne sadece bir partinin ne de sadece bir sivil toplum örgütünün sorumluluğundadır.
Bütün bir toplum, kadın haklarını savunmakla yükümlüdür.
Hâlâ sıkılmadık mı her yıl çıkan cılız sesten?
Her sene hiçbir şeyi değiştirememenin verdiği hezimetten?
Bize çiçek değil, güvenli sokaklar, eşit iş imkanları, gerçek adalet lazım.
Bize hediye değil, koruma mekanizmaları, kadın dayanışması, samimi politikalar lazım.
Bize güzel sözler değil, kadınların öldürülmediği, susturulmadığı, yoksullaştırılmadığı bir dünya lazım.
Bu yüzden, artık siyaseti ve güzellemeleri bir kenara bırakıp 8 Mart’ta gerçekten kadın hakları için birlik olalım!
Çünkü biz yan yana durursak, sesimiz asıl o zaman güçlü çıkar.
Ve asıl o zaman değişim mümkün olur.
(ÖG/EMK)