Bir kültür insanı profili olarak Mahir Polat

İstanbul büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ve ekibine yapılan operasyonlar çerçevesinde İmamoğlu ile birlikte tutuklanan 50’ya yakın kişiden biri olan Mahir Polat, belediyenin kültür sanat departmanlarından sorumlu genel sekreter yardımcısı olarak herkesin gördüğü önemli farklar yaratmıştı.
Dönemin sosyal demokrat partisi SHP 1989’ta ülke geneline yayılmış kitlesel bir belediye seçimleri başarısıyla ANAP iktidarından aldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimini 1994’teki ilk seçimde muhafazakârlara kaybetmişti. İstanbul’da kendini var eden muhafazakâr yaklaşım, yerelden genele giden bir çizgide ülke iktidarını da elde etmişti.
2019 yerel seçimleriyle şehrin yönetimini bu kez CHP çatısı altında tekrar alındığında, artık sadece belediye hizmetleri yarışıyla değil yıllardır inşa edilmiş bir algı ve zihniyet inşasıyla da mücadele edilmesi gerekiyordu.
İnşa edilmiş bir algı: CHP zihniyeti
Geleneksel değerleri, Osmanlı mirası yapıları yok sayan, tarihi Cumhuriyet’le başlatan kültürel olarak Atatürk heykeli yapmak, 10. Yıl Marşı okumaktan ötesi olmadığına dair özelikle mevcut iktidarın liberal çevrelerle adı konulmamış bir ittifak içinde olduğu dönemde kitle iletişim araçlarının yaygın bir söylemiyle inşa edilmiş bir algı olan CHP Zihniyeti kavramı yaygın bir kabul elde etmişken İstanbul’un yeni yönetiminin İstanbul’da nasıl bir kültür yaklaşımı kurulacağı merak konusuydu.
Zira İstanbul kadim bir payitaht şehir olarak Cumhuriyet’in somut mimari yaklaşımlarından ziyade Osmanlı döneminin kültürel mirasını hem sivil mimari örnekleriyle hem de devlet yapılarının en ihtişamlılarını bünyesinde barındırarak gösteriyordu. Camiler, çeşmeler, köşkler konaklar… Tanpınar’ın ‘Beş Şehir’ kitabında anlattığı İstanbul bir şehrin tarihi değil adeta bir kültür tarihiydi.
Osmanlı Devleti’nin 500 yılının somut mirası bu şehrin her bir köşesindeyken iktidar CHP Zihniyeti retoriğini yeni haberle pekiştirileceği bir dönem olacağını düşünmüş olabilir. CHP, Osmanlının gerçek fotoğrafını veren Suriçi bölgesinde 30 yıldan fazladır yönetimde olmamıştı. ‘Camileri ahır yaptılar’ la başlayan Cumhuriyet eleştirisine yeni terimler eklenmeye müsait bir mücahit tavır fırsat bekliyordu. ‘Kadim yapılarımızı çürümeye terk ettiler’, ‘Osmanlı mirası yapılar çöplüğe döndü’ gibi başlıklar her an manşetlere gelebilirdi.
Ancak tam da böylesi bir iklimin beklendiği yerde İmamoğlu Belediye’de doktoralı bir kültür varlıkları uzmanıyla çalışmaya başladı: Mahir Polat. CHP için belki de en yumuşak karın görünen yerin sorumlusuydu.
İlk icraatı ise İBB Miras birimini kurup kadim yapıların temizlenmesi ve yeniden ihya edilmesi oldu. Mevcut iktidar için alışkın olunmamış bir CHP’li profili Mahir Polat; Osmanlıca bilen, camileri, çeşmeleri restore ettiren, elitist olmayan bir bürokrat modeli. Anlaşılan kartlar yeniden dağıtılacaktı.
Muhafazakâr iktidarın muhafaza etmediği İstanbul
1994’te İstanbul’u alan muhafazakâr iktidar, 2019’a kadar farklı başkanlarla ama kesintisiz olarak yönetti bu şehri. Bu dönemde şehir önemli dönüşümler yaşadı. Ancak yapılmayan yegâne şey muhafaza etmek oldu.
Ülkenin en eski sinema salonlarından birini muhafaza etmedi. Devlet mülkü olan Emek sinemasını AVM yapmak için ranta teslim etti. İstiklal caddesindeki en eski pastaneyi muhafaza etmedi. İnci pastanesi küçük dükkânındaki birkaç masasıyla mütevazılığı muhafaza ediyordu.
İstiklâl Caddesi’nin sonundan Karaköy’e inen yokuşta bulunan Librairie de Pera isimli sahaf da 1920’lerden beri varlığını devam ettirdiği mekânı terk etmek zorunda kaldı.
Librairie de Pera, bilinen en eski kitabeviydi. O da muhafaza edilmedi. 100 yıllık sinema, tiyatro binası, ya da bir kitapevi kalmadı şehirde.
Yüzlerce şekilsiz, karaktersiz AVM, onlarca gökdelen sardı şehri. En trajik olansa 17. yüzyıldan günümüze kalan İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biri olan Sultanahmet Camii’nin siluetini bile muhafaza etmediler. Arkasında adeta bir arsızlık sembolü gibi duran kocaman bir taş yığını armağan ettiler bu bin yıllık şehre. Şehrin silueti artık bozuk.
Bütün dönüşüm ve yok olmaların zaman aralığı muhafazakâr iktidarın yönetimde olduğu zamanın eserleri.
Hâlihazırdaki zaman aralığının ismi muhafazakârlık olsa da memleketin gidişatına yön verenler; muhafazakârlığın, etimolojik kökenindeki “muhafaza”yı değil de morfolojik parçası olan “kâr”ı muhafaza etmeye önem verdi. Kültürel tarih olanca hızıyla yok edildi. Yerine oteller, restoranlar, elbise mağazaları gibi günlük tüketimin, anlık yaşamın mabetleri kapladı dört bir yanı.
Mahir Polat döneminin kültür politikaları
Muhafazakâr iktidar yönetiminde yapılan kültür merkezleri yeni bir yapı olarak inşa edilen, herhangi bir mimari özelliği olmayan, kimliksiz yapılardı. İsimlerindeki ‘kültür merkezi’ni kaldırıp ‘adliye binası’ yazsan bir fark olmayacaktı.
Yeni dönemin restorasyonla yaşama kazandırılan yapılarınınsa hepsini birer tarihi dokusu, bir hikâyesi ve yaşanmışlığı var. Şehrin ruhuna yeni bir ruh katıyorlar. Şehrin kimlikli ve kadim bir şehir olduğunun somut izleri olarak var oldular.
Yedikule Gazhanesi, Müze Gazhane, Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi, Çubuklu Silolar, Baruthane, Cendere Sanat Müzesi, Bebek Sarnıcı gibi mekanlar zamanında farklı işlevler için yapılmış ve günümüzde kamunun hizmetine sunulan kültür mekanları olarak mekan ve insan ilişkisine dair önemli bir örnek oluşturuyorlar. Ruhsuz, soğuk mekanların cazibesizliğine karşın bu kemanlar insanı kendine çeken İstanbul’un kadim tarihine ortak eden yapılar oldular.
Mimari restorasyonla ortaya çıkan kültür merkezlerinin yanında yeni açılan kütüphaneler ise şehirde kitap okumanın ve kültürel donamın sınıfsal bir imtiyaz olma halini alaşağı eden, kitap-kafe gibi bir dönem yayılan ve para harcanmasını mecbur bırakan özel teşebbüslerin yanında kamusal bir yatırımla kitap okuma alışkanlığı kazandırma motivasyonu taşıyan ve en önemlisi şehrin çeperlerine kadar yayılan bir ağ ile 20 olan kütüphane sayısının 60’a çıktığı bir dönem oldu.
Sinema için de yapılan en önemli dönüşüm kapanan Beyoğlu Sineması’nın İBB bünyesinde çalışan bir kamu sinemasına dönüşüp ücretsiz olarak gösterimlerin yapıldığı bir mekâna dönüşmesi oldu. Beyoğlu’nda kapısı sokağa açılan sinema kalmamış hale gelmişken yapılan bu çalışmayla sinema kültürünün yaşatılmasına yönelik önemli bir hamle ortaya koyulmuş oldu.
Üstelik her gün başka bir sinema kuruluşunun gösterim yapmasına imkân sağlanarak bir gün Belgesel Sinemacılar Birliği’nin organize ettiği bir belgesel gösterilirken başka bir gün Film Yönetmenleri Derneği’nin vesilesiyle başka bir ulusal sinema örneği gösterimi yapılıyor.
CHP’nin ilçe belediyeleri ne yazık ki İBB öncesinde önemli bir kültürel fark yaratamamışlardı. Kadıköy’ü ayrı tutarsak, Beşiktaş, Şişli, Bakırköy gibi belediyeler uzun süredir CHP’de olsa da yönetim değişiklikleri kültürün her zaman önemli bir yaşam unsuru olarak görülmeyişi gibi nedenlerle bir atılım yaratılamamıştı.
Göz önünde olmayan Ataşehir Belediyesi kültür politikaları ise zaman içinde kendi sesini bulan, özgün projeler ortaya koymuş bir ilçe belediyesiydi.
İstanbul için merkezi bir noktada olmamasına rağmen bünyesindeki kültür merkezlerinde düzenli olarak tiyatro gösterimleri, konferanslar ve film gösterimlerinin ısrarlı devamlılığını sağlamış bir belediye olarak özellikle pandemi dönemindeki yayınlarıyla öne çıkmıştı.
Ataşehir Belediyesi Kültür Müdürü Volkan Aslan’ın İBB Kültür Daire Başkanı olmasıyla birlikte oluşan Mahir Polat- Volkan Aslan birlikteliği İBB bünyesinde oluşan kültür noktalarında fark yaratan bir kültürel alan oluşturduğu herkesin malumu haline geldi. Mahir Polat’ın bu yeni inşa edilen yapının mimari olan görüntüsü onun ismini ön plana çıkarmış oldu.
Burada CHP’nin bu kültürel yeniden inşa ve şehrin her yerine yayılan yatay yaygın kültürel atmosfer oluşturma yaklaşımını ülke geneline projeksiyon yapmasının altyapıları oluşturulurken gelen bu tutuklama hamlesi umarım ciddi sağlık sorunları da yaşayan Mahir Polat’ta kalıcı hasara neden olmaz.
Zira biz donanımlı ve üstelik yönetim bürokrasisinde kendine yer bulabilen insan yetiştirmekte mahir değil yok etmekte mahiriz. Umarım ki bu kısır döngü bu Mahir’in başına gelmez de kısa sürede konumuna geri döner.
(RO/EMK)