Barış Vakfı, Kürt sorunu bağlamında yürütülen tartışmalar ve yaşanan gelişmelere dair yazılı açıklama yaptı.
“2025 Silahlara, Çatışmaya Veda, Barışa Merhaba Yılı Olsun” başlıklı açıklama şöyle:
2025 yılına girerken barış adına umutlarımızı yeşertecek gelişmelere tanık olduk:
Ekim 2024’te MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Partililerin sıralarına gidip onlarla tokalaştı.
Bahçeli’nin “dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” anlamındaki sözlerini takip eden hükümet ve Bahçeli’nin çeşitli açıklamaları yeni bir sürecin başlangıcının işaretleri oldu.
En son 28 Aralık 2024 tarihinde DEM Partili milletvekillerinin PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerinden ortaya çıkan sekiz maddelik bilgi notunun kamuoyu ile paylaşılması, yeni bir dönemin başladığının ilanı oldu: Yarım yüzyıla varan, Türkiye’nin ayağına vurulmuş siyasi, sosyal ve iktisadi prangadan kurtulmak için yeni umutlar doğdu.
Dünyadaki benzeri çözüm süreçlerinden farklı olarak, Türkiye’ninkilerden çok değişik ve aynı zamanda çok sayıda uluslararası aktörün konuya dâhil olduğunun, dolayısıyla ilerleme sağlamanın kolay olmayabileceğinin farkındayız.
Ancak ülkede ve bölgede gündem hızla değişiyor. Suriye’de Baas rejimi 13 yıl süren iç savaş sonrası beklenmedik bir anda 12 günde yıkılıverdi. Suriye, küllerinden yeniden doğma sancıları çekmekte; geleceğe yönelik planlar, programlar tasarlanmakta
Türkiye ise karanlıkta el yordamıyla; silaha, çatışmaya son verecek bir yolu, Suriye’nin yeniden inşasıyla harmanlamaya çalışıyor.
İçinde bulunduğumuz süreç 2013-2015 gibi bir çözüm süreci değil, Suriye’deki çatışmanın sonlandırılması süreci. Fakat bu süreç, olumlu gelişmelere zemin hazırlayabilir. Türkiye’de de barışın gelişmesinin önünü açabilir.
Çatışmanın sonlandırılmasına yönelik bu çabaların, Suriye gibi her an istikrarsızlaşabilecek bir zeminde ürün verebilmesi, kararlı olmayı ve hızlı hareket etmeyi gerektirir.
Barışa dair her fırsatı olumlu değerlendirmemiz, karşımıza çıkabilecek her türlü engele, olumsuzluğa ve çatışma eksenli tutuma karşı direnmemiz gerekir.
Barış umudunun, barış ihtimalinin önüne hiçbir kaygının, hiçbir hayal kırıklığının geçmesine izin vermeden, gelişmeleri sağduyuyla değerlendirmek ve ülkemiz, büyük felaketler yaşamış bölgemiz, halklarımız için her tür huzur fırsatını değerlendirmek zorundayız.
2025 yılına girerken Türkiye kendisine yeni bir yol açma arayışında. Barış arayışı dikenli bir yoldur; duygular, süreç içinde yaşanmış kayıplar, acılar gözardı edilebilir mi? Fakat daha farklı bir geleceği hedefleyen barış arayışının önünün açılma ihtimalini inanıyoruz ki hayatı savunan, vicdan sahibi her kesim ihtimamla korumak, beslemek, güçlendirmek isteyecektir.
Bunu parlamento, partiler, sivil toplum örgütleri, akademi, toplumsal sorunlara duyarlı ve barış isteyen insanları ve kesimleri birlikte başarabiliriz.
2025 yılını, bölgede ve ülkemizde diyalog ve müzakere zeminlerini çoğalttığımız ve barış için büyük bir sinerji oluşturduğumuz yıl yapalım.
2025’i silahlara, çatışmalara veda edilen, demokratik zeminler güçlenen, ileriki yıllarda “Ülkemizde, Bölgemizde ve Tüm Dünyada Barışa Geçiş Yılı” kılalım.
(EMK)