Yargı Bergamada Doğayı Gözardı Ediyor

Mahkeme oy çokluğuyla aldığı kararı, 5177 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince Bakanlar Kurulu'nun düzenlediği Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği'nin 77. maddesinin son fıkrasına dayandırdı.

İzmir Barosu avukatlarından Arif Ali Cangı, bu kararı değerlendirirken asıl üzerinde durulması gerekenin, kararın dayanağını oluşturan yönetmelik ve bu yönetmeliğin dayanağını oluşturan yasal düzenlemeler olduğuna dikkat çekti.

Cangı: Yönetmelik olmaktan öte yasa gibi

Cangı, Bakanlar Kurulu çıkardığı, kararın dayandırıldığı "Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği" ve "İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik"in, "yönetmelik olmaktan öte tüzükmüş gibi hatta yasaymış gibi kurallar getirdiğini" ifade etti.

Cangı, "Oysa, yasa ise Yasama Organı tarafından çıkartılması, tüzük ise öncelikle Danıştay'ın incelemesinden geçmesi gerekirdi" dedi.

Doğal dengeyi korumuyor

Cangı ayrıca her iki yönetmeliğin de "doğal dengenin korunması, çevre kirlenmesinin önlenmesi, dolayısıyla insan ve diğer canlıların sağlıklı yaşamlarının sağlanması" kaygılarını taşımadığını söyledi.

Maden Yasa değişikliğinin iptali davasının Anayasa Mahkemesi'nin önünde olduğunu ifade eden Cangı, yasanın ardı sıra çıkan beş adet yönetmeliğin iptali için açılan davanın Danıştay'da devam ettiğini bildirdi.

Kararın dayandırıldığı ve 21 Haziran 2005'te Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 77. maddesinin son fıkrası şöyle :

"...Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan ve imar planları bulunmayan alanlarda yapılan veya yapılacak olan madencilik faaliyetleri ile bu faaliyetlere bağlı geçici tesisler ve bunların müştemilatı için imar planı yapılmaz. 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' veya 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir' kararı verilen veya bunların kapsamı dışında olan faaliyetlere, il özel idareleri tarafından başka bir belge aranmadan izin verilir..." (KÖ/EÖ)