Barış İçin Toplumsal Çalışmalar Derneği (BATOÇA) ve Vicdani Ret İzleme, dün (14 Mayıs) “İsrailli Vicdani Retçilerin Direnişini Konuşuyoruz” başlıklı bir etkinlik düzenledi.
Atölye BİA’da düzenlenen etkinlikte, İsrail ordusuna katılmayı reddeden vicdani retçilerin mücadele deneyimleri ele alındı.
Savaş karşıtı hareketlerin sesini duyurmayı ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan etkinlik, Filistin halkıyla dayanışmanın önemini vurguladı.
“Shalom-Salaam-Peace” belgeseli ve direniş hikâyeleri
Etkinlikte, Alexia Tsouni’nin yönettiği ve FemArtAct Social Cooperative’in yapımcılığını üstlendiği “Shalom-Salaam-Peace” adlı belgeselin gösterimi gerçekleştirildi.
Belgesel, 7 Ekim 2023 sonrası İsrail’de askerlik yapmayı reddeden vicdani retçilerin tanıklıklarını merkeze alarak militarizme karşı yükselen alternatif sesleri gözler önüne seriyor. Ayrıca, İsrail ve Filistin’deki savaş karşıtı mücadeleleri; özellikle işgal ve Siyonizm karşıtı İsraillilerin deneyimlerini belgeliyor.
“Filistin’le dayanışmak hepimizin görevi”
Gösterim öncesinde, yönetmen Alexia Tsouni’nin 15 Mayıs Uluslararası Vicdani Ret Günü için etkinliğe özel gönderdiği mesaj okundu. Tsouni, BATOÇA ve Vicdani Ret İzleme’ye teşekkür ederek şunları ifade etti:
“Shalom-Salaam-Peace İbranice, Arapça ve İngilizcede ‘barış’ anlamına gelen ve bu belgeselin çekimleri sırasında İsrail’deki savaş karşıtı protestolarda sıkça duyduğum bir slogan. Belgesel, 2023 ve 2024 yıllarında İsrail ve Filistin’de çekildi. İsrail’de ve Filistin’de hem Gazze’de hem de Batı Şeria’da yaşananları işgal karşıtı ve Siyonizm karşıtı İsraillilerin direnişini ve karşılaştıkları baskıları, İsrailli işgal karşıtı bir aktivist ve İsrail ordusuna hizmet etmeyi reddettiği için hapsedilen vicdani retçi Sahar Vardi’nin paralel anlatısıyla sunmaya çalıştık.”
7 Ekim 2023’ten sonra daha fazla İsraillinin savaş karşıtı mücadeleye katıldığını vurgulayan Tsouni mesajını “Filistin halkının özgürlüğü ve mültecilerin topraklara geri dönmesi için verdiği mücadeleyle dayanışma içinde olmak hepimizin görevidir” sözleriyle tamamladı.
Baskılar, soruşturmalar ve sivil ölüm
Gösterimin ardından düzenlenen söyleşide Türkiye’den vicdani retçiler de söz alarak kendi mücadele süreçlerini anlattı.
Vicdani retçiler, askerliği reddetme kararlarının ardından maruz kaldıkları baskı, soruşturma, para cezaları ve sivil ölüme sürüklenme gibi uygulamaların sürdüğünü ifade etti. Ayrıca, Türkiye’de vicdani ret hakkının hâlâ anayasal güvence altına alınmamış olmasının yarattığı yapısal sorunlara dikkat çektiler.
Katılımcılar, vicdani ret mücadelesinin savaş karşıtı hareketin en önemli bileşenlerinden biri olduğunu vurgularken, uluslararası dayanışma ağlarının bu direniş biçimlerinin görünürlük kazanması ve hak temelli bir zemine kavuşması açısından yaşamsal öneme sahip olduğunun altını çizdi.
“Vicdani ret bir isyan ve umut eylemidir”
Etkinlikte konuşan bir vicdani retçi, savaş ve baskının egemen olduğu dönemlerde barışı savunmanın zorluğuna ama bir o kadar da gerekliliğine dikkat çekti. Vicdani reddin yalnızca bireysel bir duruş değil, aynı zamanda toplumsal barışa yönelik kolektif bir çağrı olduğunu belirterek “Sessizliğin dayatıldığı, korku ve nefretin örgütlendiği bir ortamda, vicdani ret bir isyan ve umut eylemidir” dedi.
“Shalom-Salaam-Peace” belgeselinin yalnızca İsrail’deki değil, tüm dünyadaki savaş karşıtlarının sesini yansıttığını vurgulayan retçi, “Bu belgesel bize gösteriyor ki barış, bir anlaşma metninden ibaret değil, bir mücadele sürecidir” ifadelerini kullandı.
“Savaşları devletler çıkarır ama barışı halklar kurar”
Retçi ayrıca, Filistin halkının yıllardır süren direnişine ve 15 Mayıs’ın, Filistinlilerin yurtlarından sürüldüğü ‘Nakba’ (Büyük Felaket) olarak anılan günün yıldönümü olduğuna dikkat çekti. Uluslararası Vicdani Ret Günü’nün bu tarihle kesişmesinin taşıdığı simgesel anlamı vurgulayan retçi, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Vicdani ret, militarizmin içerden sorgulanmasıdır; işgal altındaki halkların direnişi ise bir yaşam hakkı mücadelesidir. Bu iki direniş biçimi çelişmez, aksine birbirini tamamlar. Savaşları devletler çıkarır ama barışı halklar kurar. Vicdani ret, bu barış inşasının ilk taşıdır.”
Etkinlikler hafta sonuna kadar devam edecek
Vicdani Ret İzleme, 15 Mayıs Uluslararası Vicdani Ret Günü kapsamında bu hafta sonuna kadar iki etkinlik daha düzenleyecek:
15 Mayıs Perşembe: Kadıköy Forumu’nda saat 19.30’da Yoğurtçu Parkı’nda, vicdani ret ve sivil itaatsizlik tartışılacak. Katılımcılar, militarizme ve şiddete karşı yeni mücadele yollarını birlikte arayacak.
16 Mayıs Cuma: Ayrışım Kitabevi Kafe’de saat 19.00’da “Sivil İtaatsizlik ve Vicdani Ret” başlıklı bir panel düzenlenecek. Vicdani Ret İzleme ekibi ve vicdani retçi Ercan Aktaş’ın konuşmacı olacağı panelde, Türkiye’deki vicdani ret deneyimleri ve militarizme karşı mücadelenin güçlendirilmesi ele alınacak.
(EG/VC)