Türkiye-Yunanistan Sağlık İşbirliği Projesi
Türkiye Meme Vakfı 'yla Panagia Philanthropini Ormylia Manastırı Koruyucu Hekimlik Merkezi arasında geliştirilen projenin ilk ayağına ilişkin bugün yapılan basın toplantısında, meme kanserinde erken teşhisin önemine değinildi.
Yunanistan Büyükelçisi Michael B. Christides, Türkiye Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz ve Şükran Çelebi 'yle, Yunanistan'dan Panagia Philanthropini Ormylia Manastırı Koruyucu Hekimlik Merkezi Başkanı Charles S. Anthony 'nin söz aldıkları toplantıda Türkiye ile Yunanistan arasında, politika dışında bir çok ortak proje geliştirildiğine dikkat çekildi.
Büyükelçi Christides, Türkiye ile Yunanistan'ın barış ve dostluğu söz konusu olduğunda politik konuların öne çıktığına işaret ederek, "İşbirliğimizin halklara yönelik projeleri gözden kaçmaktadır. Bugün bu konulara dikkat çekmek istiyorum" diyerek söze başladı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki işbirliğine ilişkin projelerin çevre, sağlık profesyonel eğitim ve kültür gibi konuları içerdiğini dile getiren Christides, AKUT'un Yunanistan Kızılhaç'ıyla 2001 yılında başlattığı projeyi ilk örnek olarak gösterdi.
Büyükelçi Christides, Türk ve Yunan işadamlarının yakında hayata geçirecekleri, mobil sağlık ünitesinin Türk kadınlarını yakından ilgilendireceğini belirterek şöyle konuştu.
"Sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle geliştirilen diğer iki projeden biriyse, Düzce'nin yeniden yapılandırılması ve İzmir'in Mordoğan beldesindeki kadınlara yönelik profesyonel eğitim projesidir. Tüm bu projeler Yunanistan Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kurulmuş olan Hellenik Ağ tarafından finanse edilmektedir ve bu işbirliklerinin hükümetler arası değil, halklar arasında olması önemlidir".
200 doktora eğitim
Türkiye Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz, işbirliği içine girdikleri Panagia Philanthropini Ormylia Manastırı Koruyucu Hekimlik Merkezi'nin, meme kanseri konusunda Avrupa'nın önemli merkezlerinden biri olduğunu ve her iki merkezin işbirliğinin 2002 yılından bu yana sürdüğünü belirtti.
Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi 'yle birlikte İstanbul dahil, Marmara bölgesinde sekiz il ve ilçenin sağlık ocaklarında görevli 200 pratisyen hekime, meme kanseri ve erken teşhis konusunda eğitim vereceklerine dikkat çeken Gürbüz, projenin AB Uluslararası Kalkınma İşbirliği Programı çerçevesinde hayata geçtiğini ve maliyetinin 20 bin Avro olduğunu belirtti.
Panagia Philanthropini Ormylia Manastırı Koruyucu Hekimlik Merkezi Başkanı Charles S. Anthony'de sözlerine, "Yunanistan'ın çok uzak ve ıssız bir bölgesinden geliyorum" diyerek başladı.
Merkezlerinin, AB ile birlikte, bir rahip tarafından fakir halka sağlık hizmeti vermek amacıyla kurulduğunu belirterek, "Verdiğimiz hizmet tüm AB ülkeleri nezdinde bir referans nitelindedir. Türkiye'de bir kadın meme kanseri olduğunda Yunanistan'daki kadın nasıl üzülürse, meme kanserinden tedavi edilen her Türk kadını, Yunan kadınlarını sevindirir" dedi.
İki ülke arasındaki meme kanserine yönelik projenin ikinci ayağının Yunanistan'daki merkezlerinde gerçekleştirileceğine işaret eden Anthony, "Türkiye'de kanser tedavisi görmüş 30 civarında kadın, dünyanın çeşitli vakıf, kurum ve kuruluşlarından gelen kişilerce bilgilendirilecek ve erken teşhis konusunda eğitileceklerdir. Bundan sonra hastalıklardan değil, hayattan bahsedelim" diye sözlerini bağladı.
Türkiye Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz, erken teşhiste bilinen tek yöntem olan "mamografinin 50 yaş altı kadınlarda kansere yolaçtığı iddiaları"na ilişkin bianet 'in sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Meme kanserini teşhiste başka bilinen yöntem ve teknik yoktur. Bir kadının, mamografi çektirerek kansere yakalanma oranı, günde üç sigara içen kadın kadardır. Bu iddialar yeni değildir. İddiaların en önemli ayağı mamografi görüntülenmesindeki kaliteye ilişkindir. Mamografi cihazların yaşı ve bakımlarının ihmal edilmemesi gerekir. Türkiye Meme Vakfı'nın tüm mamografi cihazları tetkiklerden temiz çıkmıştır".
Türkiye ve Yunanistan arasında ortaklaşa yürütülen projenin ikinci ayağında, meme kanseri konusunda faaliyetlerde bulunan, Susan Konan Vakfı, Belçika Louven, Stanford ve Brown Üniversiteleriyle Europa Donna'nın destek vereceklerini belirterek, meme kanserine yakalanma yaşının artık gençlere doğru kaydığına ve yaş sınırının 30'lara kadar düştüğüne işaret edildi.(AD/EÜ)