Sendika Herkesin Hakkı, Engelleri Kaldırın
Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş), geçen hafta İstanbul'da düzenlediği "Sendikal Hak İhlalleri ve Çözüm Önerileri" atölye çalışmasının sonuç raporunu açıkladı. Rapor, hükümetin özellikle işçileri ilgilendiren düzenlemeler konusunda işi ağırdan aldığını, Avrupa Birliği'yle ilişkilerde de aynı durumun geçerli olduğunu söylüyor.
"Avrupa Birliği'ne üyelik kriterleri arasında olmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini her türlü "siyasal ve ekonomik" gündemde sıkıştıran AB hükümetleri ve Komisyonu, iş sendikal haklar konusuna gelince hükümetle tam bir ittifak içinde davranıyorlar."
"Sosyal diyalogda monolog hakim"
Atölye çalışmasında saptanan sorunlar şöyle:
* İşçilerin örgütlenme özgürlüğünün önünde, 12 Eylül askeri cuntasından miras kalan yasal engeller varlığını sürdürüyor.
* Örgütlenme özgürlüğü konusunda tanımlanan hakların uygulanmasında da ciddi sorunlar ve hak ihlalleri ile karşılaşılıyor.
* Yasalar, özgür sendikacılığı değil, işveren güdümlü sendikacılığı koruyan bir nitelik taşıyor.
* Çok uluslu şirketlerde ve onların tedarikçi firmalarında örgütlenme zorlukları ve hak ihlalleri yaygın.
* Kitle iletişim araçlarının, ulusal ve uluslararası tekellerin denetiminde olması, sendikal hak ve özgürlükler alanında yaşanan ihlallerin topluma mal olmasının önüne geçiyor.
* Özellikle grev hakkı üzerindeki sınırlamalar, sendikaların etkinliğini en alt düzeye indiriyor.
* Sosyal diyalog mekanizmaları, sermayenin yönelimleri çerçevesinde giderek emekçilerin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının aracı haline geliyor, diyaloğun değil monoloğun hakim olduğu yapılara dönüşüyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), bu hafta başında, sosyal diyalog mekanizmalarındaki üyeliklerini, aynı gerekçeyle, askıya aldığını açıklamıştı.
Grev hakkının kullanımını engelleyen düzenlemeler kaldırılmalı
Toplantıda dile getirilen taleplerse şöyle:
* Sorunların aşılmasında dayanılacak esas güç, işçilerin kendi öz güçlerine dayanan mücadeledir. Bu mücadele olmaksızın diğer zeminlerde çözüm arayışı boşunadır.
* Tüm ücretli çalışanlar ve ücretle çalışmak ihtiyacında olanlar sendika kurma, sendikalara özgürce üye olma hakkına sahip olmalı.
* Sendikaların iç işleyişine devlet ve sermayenin doğrudan veya dolaylı müdahalelerine, onları denetim altında tutmasına imkan verecek hiçbir düzenlemeye yer verilmemeli.
* Sendikaların iç işleyişine yönelik düzenlemeler sendikal faaliyeti sınırlayıcı değil, işçilerin haklarını koruyucu olmalı. Sendikaların iç denetim mekanizmalarını güvence altına alan, sendika içi demokrasinin işleyiş ve yapılanmasına tam anlamıyla işlerlik kazandıran hükümlere yer verilmeli. Seçme ve seçilme hakkının kullanımı, her düzeydeki seçimlerin sonuçlarına itiraz hakkı gibi.
* Sendikal örgütlenmenin biçim ve modellerine yönelik hiçbir sınırlama getirilmemeli; işleyiş, yapılanma ve organlar sendika tüzükleri tarafından belirlenmeli.
* Üyelik ve istifada noter şartı kaldırılmalı.
* İşyeri sendika temsilcileri ile sendika yöneticilerinin güvencesi sağlanmalı. Bu güvenceler feshe karşı korumayı içerdiği gibi, çalışma koşullarını da kapsayıcı nitelikte olmalı.
* İşkolları sayısı azaltılarak 16'ya düşürülmeli, farklı işkollarındaki sendikaların birleşmelerini engelleyici hükümlere yer verilmemeli.
* Sendikaların üyeleri adına faaliyet gösterebilmeleri için işkolu ve işyeri barajları kaldırılmalı.
* Çok düzeyli toplu pazarlık sistemleri oluşturulmalı.
* İşkolu sözleşmelerinde, işkolunda kurulu sendikaların oransal temsili ilkesi uygulanmalı; işyerinde yetkili sendika, itiraz olması durumunda referandum; itirazın olmadığı durumlarda ise bildirim temelinde belirlenmeli.
* Grev hakkının kullanımını engelleyen ve grevi sözleşme sürecine bağlayan her türlü düzenleme kaldırılmalı, grev tüm işçilerin kullanabileceği bir hak olmalı. (TK/EÖ)