Sanıklara Mahkemede İstihbaratçı Koruma
Dokuz sivil jandarma istihbarat görevlisi kimlik tespiti yapılmadan sanıklarla birlikte duruşma salonuna alındı.
Bu duruma tepki gösteren müdahil avukatlar, sanıkların arkasındaki ilk sıraya oturan sivil giyimli dokuz kişinin kimlik tespiti yapılarak dışarıya çıkarılmasını istedi. Ancak mahkeme başkanı İlhan Kaya, bu kişilerin "güvenlik için Jandarma İl Komutanlığı'ndan gelen istihbaratçılar olduklarını" belirterek kalmalarına izin verdi.
Müdahil avukatlardan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Yusuf Alataş, "Bu durum sanıkların mahkemede dahi birileri tarafından korunduğunu gösteriyor" dedi.
İddianame'nin "Büyükanıt" bölümleri yine okunmadı
Müdahil avukatların, duruşmanın başında iddianamenin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve bölgedeki diğer komutanlarla ilgili bölümleri de dahil tamamının okunması talebini Mahkeme başkanı yine reddetti.
Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş, zırhlı araçla çok sıkı güvenlik önlemleri altında getirildi.
Dün duruşma salonuna alınmayan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Masası Sorumlusu Emma Sinclair, Londra Barosu İnsan Hakları Komitesi avukatı Ajanta Kaza 'nın bugün duruşmayı izlemelerine izin verildi.
Duruşmayı izleyen Meclis Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu üyesi CHP milletvekili Mesut Değer, Şemdinli olayının kapatılmak istendiğini söyledi.
Alataş: Sanıkların dışarıdaki istihbarat kaynaklarından haberi var
Müdahil avukatlardan Yusuf Alataş, "Salonda zaten resmi askerler var. Ayrıca jandarma istihbarat elemanlarının orada ne işi var. Çok düşündürücüdür" dedi.
Bu durumun sanıkların birileri tarafından korunduğunu gösterdiğini ifade eden Alataş, "Çünkü sanık öyle şeyler söyledi ki, tutukluyken dahi dışarıdaki istihbarat kaynaklarından haberi var. Gizli olması gereken bilgiler sanığa ulaştırılıyor. Ciddi bir şekilde sanıkların halen kurumlar ve kişiler tarafından korunduğu açık şekilde gösteriliyor" diye konuştu.
Alataş, davanın ileriki aşamalarında çok sayıda asker ya da kamu görevlisinin tanık ya da sanık olabileceğini dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Duruşmanın bu şekilde sivil elemanlarca izlenmesi kimin ne söylediğini tespit edilmesi kaygı verici. Adil yargılama konusundaki kaygılarımız giderek artıyor. Cezaevinde olan birinin istihbarat faaliyetlerinden haberdar olması hukuken mümkün değil. Tutuklu bundan yararlanıp savunma yapıyor."
Kaya:İstihbarat çalışmalarının hududu sınırı olmaz
Dün yaklaşık 3.5 saat savunma yapan sanıklardan astsubay Ali Kaya bugün mahkemenin sorularını yanıtladı.
Mahkeme Başkanı, Kaya'ya önce "Otomobilde bulunan krokideki bazı isimlerinin önündeki çarpı işareti ne anlama geliyor?" diye sordu. Kaya'nın yanıtı, "İşaretlerin ne anlama geldiğini Astsubay Özcan İldeniz'in daha iyi biliyor" oldu.
Mahkeme başkanının, sanık astsubayı sorgusunun bazı bölümleri şöyle:
Bölgede 17 bombalama eylemi var. Bu bombalama olaylarıyla bir ilginiz var mı?.
Hiç bir ilgimiz yok.
Seferi Yılmaz ile ilgili teknik takibi yaptığınız söylüyorsunuz. Ve bu teknik takibi yaparken de birçok bilgiye ulaştığınız. Sabri kod adlı ile ilişkisini ortaya çıkardınız. Bu bağlantıların hepsini tespit ettiniz. Bunları niye adli birimlere bildirmediniz?
Bu konularla ilgili çalışmalarımız devam ediyordu. Ve deşifre olmasın diye adli makamlara bildirmedik. Bildirmiş olsaydık, tahkikat başlatılırdı ve her şey ortaya çıkardı.Bu çalışmanın yarım kalmasına neden olurdu.
Ayrıca siz polis bölgesinde istihbarat yaptınız. Bu istihbaratı yapmak sizin yetkinizin dahilinde midir?.
İstihbarat çalışmalarının hududu sınırı olmaz. Bu çalışmalar gizli yürütülür. Ayrıca Seferi Yılmaz, zaman zaman jandarma bölgesine de gidiyordu. Sabri Kısıkyol ile görüşürdü. Bu yüzden polis bölgesinde böyle bir çalışma yaptık.
Patlamadan hemen sonra oradaki kalabalığa neden emniyet görevlisi olduğunu söylediniz?
PKK bu bölgede bu tür eylemleri çok sık yapıyor. Ve bu eylemlerin de jandarmayı sorumlu tutuyor. Bu olayın ardından da biz kendimizin jandarma olduğumu söyleseydik, tepki daha büyük olurdu. Bu yüzden emniyetten olduğumu söyledik.
Büyükanıt'tan ödül alıp almadığını hatırlamıyor!
Mahkeme başkanı Kaya'nın sorularını ardından müdahil avukatlardan Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Ali Kaya'ya çeşitli sorular yöneltti.
Kaya, avukat Tanrıkulu'nun sorularını şöyle yanıtladı:
Büyükanıt sizin için "iyi çocuktur" dedi. Diyarbakır'da kolordu komutanı iken ondan aldığınız ödül var mı?.
Hatırlamıyorum.
Bölgede 1991'den bu yana bin civarında faili meçhul cinayet işlendi. Bu cinayetlerde özellikle Bingöl, Diyarbakır, Hakkari bunlar yani sizin görev yaptığınız yerlerdir. Ve siz uzun yıllardır, istihbarat çalışması yaptığınızı söylüyorsunuz. Bunlardan kaçı ortaya çıktı şimdiye kadar. Ayrıca bu tür cinayetlerin bir çoğunun istihbarat görevlileri tarafından yapıldığı da iddia ediliyor. Böyle bir suçlama var. Ve bunların bazıları da tutanaklara geçti. Bu konu ile ilgili görüşünüz, düşünceleriniz nedir?
sanık avukatları Kaya'dan bu soruya cevap vermemesini istedi. Kaya ise soruya "fikrim yok" yanıtını verdi.
Abdulkadir Aygan'ı tanıyor musunuz?.
Hayır.
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ı tanıyor musunuz?.
Sadece basından tanırım.
Siz 21 Kasım'da bir ödül aldınız mı?.
Bana yapılan bir tebligat yok.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabi Uzun'un verdiği ifadeyi hatırlatan Tanrıkulu, "Sabri Uzun'un 'hırsız evin içindeyse kilit işe yaramaz' sözü nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye sordu. Sanık avukatları da bu soruya itiraz ederek, bu sorunun kayıtlara geçmemesini ve Anayasaya aykırı olduğunu kaydetti. Bunun üzerine mahkeme bu sorunun sorulmamasına kabul etti.
Şemdinli'ye kaç kez gittiniz?
Üç kez. Biri bu olaylardan çok önce, diğerleri ise 7 ve 9 Kasım'da. (KÖ)