Maksut Tepeli'nin failleri belli ancak 41 yıldır cezasızlık sürüyor
Cumartesi Anneleri / İnsanları bu hafta 41 yıl önce gözaltında kaybedilen öğretmen Maksut Tepeli için adalet istedi.
Bugün saat 12:00’de Galatasaray Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını İkbal Eren okudu.
Gözaltında kaybetmenin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurgulayan Cumartesi İnsanları, devletlerin gözaltında kaybetmeleri önleyecek ve ortadan kaldıracak etkin, yasal, idari, adli ve diğer tedbirleri alma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı.
"İnkar ve cezasızlık politikaları"
Cumartesi İnsanları “Ancak Türkiye’de devlet, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi, gözaltında kaybetmeleri yok saymakta, inkar ve cezasızlık politikaları ile tamamen unutturmak istemektedir” dedi.
Ağır işkence sonrası gözaltında kaybedilen Tepeli’nin faillerinin kimliklerinin tespit edildiğini, ancak haklarında takipsizlik kararı verildiğini hatırlatan Cumartesi İnsanları, Tepeli için adalet talebini yineledi:
Devletin unutturma siyasetine hakikatin gücüyle karşı çıkıyoruz. Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlıkları inkar edilen ve akıbetleri bir sır perdesiyle örtülmek istenen insanlarımız için hakikat ve adalet talep ediyoruz.
Failler belli ancak cezasızlık sürüyor
Tanıklara ve belgelere rağmen Tepeli’nin faillerine yönelik bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmediğini, ailesinin şikayeti üzerine açılan üç soruşturmanın takipsizlik ile sonuçlandığını hatırlatan Cumartesi İnsanları, yargı makamlarına seslendi:
Bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: 41 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube’de gözaltındayken kaybedilen Maksut Tepeli için hukuku işletin; onun akıbetini açığa çıkartma, tespit edilen faillerini yargılama yükümlülüğünüzü yerine getirin.
Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesi
28 yaşındaki bir çocuk babası Maksut Tepeli, Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesi genç bir öğretmendi.
Görev yaptığı Erzincan'da 4 Şubat 1980’de tutuklandığında henüz bir haftalık evliydi. Dört ay cezaevinde kalan Maksut Tepeli, hapisten çıktıktan sonra eşi ile birlikte İstanbul'a taşındı.
2 Şubat 1984 tarihinde bir arkadaşının İstanbul’da Küçükbakkalköy’deki evine giden Tepeli eve yaklaştığında kapının kırık olduğunu fark etti. Oradan uzaklaşmaya çalışırken içeride karakol kuran polisler tarafından açılan ateş sonucu yaralandı.
Tepeli, polis saldırısında yoğun kan kaybetmesine rağmen hastane yerine, bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü.
Aynı dönemde Gayrettepe Siyasi Şube’de gözaltında tutulan üç tanığın beyanlarına göre, ağır yaralı olan Tepeli, 3 gün boyunca ağır işkenceye maruz kaldı. 5 Şubat 1984 tarihinde koma halinde hastaneye kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
22 yıl sonra ilk iz
Tüm resmi kurumlar tarafından gözaltına alındığı inkar edilen Maksut’un izini süren ailesi ve avukatları, olaydan 22 yıl sonra onun 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğüne dair resmi belgelere ulaştı.
Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda da resmi makamlar, Maksut Tepeli’nin Helvacıdede Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini kabul etti. Ancak defin yeri bilgisi açıklanmadığı için Maksut Tepeli’nin mezarı hala bulunamadı.
Yine zaman aşımı kararı
Tepeli’nin akıbetinin belli olması ve faillerin cezalandırılması için ailesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) avukatlarından Gülseren Yoleri ile birlikte tekrar mahkemeye başvurdu, ancak dosya 2014'te zaman aşımı kararı ile kapatıldı.
Bunun üzerine aile Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu, ancak mahkeme, suçun devam eden niteliğini göz ardı ederek “zaman bakımından kabul edilemezlik” kararı verdi. İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
(EC)
