“Kaymakam TIR’ın dorsesini kaldırarak yardımları yere boşalttı”
Pazarcık Kaymakamlığı tarafından el konulan yardımların nasıl organize edildiğini, depremlerin ilk gününden itibaren Pazarcık’ta olan HDP Kadıköy İlçe Eş Başkanı ve ekoloji aktivisti Koray Türkay anlattı.
6 Şubat depremlerinin merkez üssü Maraş Pazarcık'taki Hasankoca Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde toplanan yardımlara dün (15 Şubat) "Bizim dışımızda yardım yapamazsınız," denilerek Pazarcık Kaymakamlığı tarafından el konuldu.
Başta Halkların Demokratik Partisi (HDP) olmak üzere emek ve meslek örgütlerinin koordinasyonunda çok sayıda yardımın organize edildiği dernek binasına jandarma eşliğinde kaymakam geldi. Jandarma, duruma tepki gösteren depremzedeleri derneğin yakınından uzaklaştırmaya çalıştı.
Büyük yıkımın yaşandığı Pazarcık'ta depremzedeler devlet yardımlarının kendilerine ulaşmamasından ve bağlı köylere günlerce hiçbir arama kurtarma ve yardım ekibinin gitmemesinden şikâyet ediyordu.
Yardımlara el konulmasını ve çalışmalara "kayyım" atanma sürecini, ilk günden itibaren Hasankoca Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde koordinasyon ekibinde yer alan HDP Kadıköy İlçe Eş Başkanı ve ekoloji aktivisti Koray Türkay'dan dinliyoruz.
Ulaşılmayan köylere gittik
Koordinasyon ilk günden beri neler yaptı, şu an neler engellenmiş oldu?
Biz 10 gün önce Hasankoca Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde risk koordinasyon merkezi kurduk. 150-160 dayanışma gönüllüsü ile güçlü bir dayanışma ördük. Özellikle ulaşılamayan köyleri hedef aldık ve araçlarımızla her gün yaklaşık 30-45 köye bilfiil gittik. Köylerde yıkılan evleri, o evlerde yaşayanları tespit ettik.
Ortaya disiplinli ve oldukça güvenli bir dayanışma alanı çıkardık. Buradaki dayanışmanın diğer dayanışma koordinasyon merkezlerinden daha farklı olduğunu, diğer koordinasyon merkezlerini gezen arkadaşlar da dile getirdi.
Sadece gıda malzemesi değil, oraya soba ve çadır da kurduk. Kıyafet, hijyen malzemeleri, halı, uyku tulumu, battaniye, ilaç temin ettik ve kapsamlı bir sağlık ekibi oluşturduk. Karavanımızı gezici sağlık aracına çevirdik ve bu sağlık aracı her gün köylere gitti. Sağlık Müdürlüğü de bizden yardım istedi, ona da yardım ettik.
Tüpler havaya uçabilirdi
Neden bu dayanışma alanına kaymakamlık tarafından el konuldu?
Pazarcık'a yabancı basının ilgisi daha yoğun oldu ve Birleşmiş Milletler'den insanlar geldi. Buraya güvenli bir şekilde yardım geleceğine dair rapor tuttular ve sanıyoruz ki bundan dolayı bir kayyım girişimi oldu. Bütün malzemelere el koydular. Kayyım geldiği an bir TIR'ımız gelmişti ve çok da kapsamlı bir TIR'dı. İçinde ısıtıcılar vardı, tüpler vardı, elektrikli sobalar vardı, yağlar vardı.
Elden ele özenli bir şekilde taşıdığımız bu malzemeleri gözümüzün önünde TIR'ın dorsesini kaldırdı ve hepsini yere boşalttı. İçi dolu tüplerdi bunlar ve havaya uçabilirdi. Rezalet yani. Tam bir kepazelik. İnsanların emeğini, dayanışma arzusunu hiçe saymanın ötesinde aşağılama da var. Ben devletim, istediğimi yaparım, diye elinde silahla gezen bir çete bu.
"Buranın hakimi"
Dün Diyarbakır Sanayi Odası Başkanı ve kalabalık bir heyetin ziyareti esnasında Pazarcık kaymakamı ve silahlı ordusu bir baskın gerçekleştirdi. Bundan sonra artık buranın hakim olduğunu ve buraya kendilerinin hükmedeceğini ilan etti. Biz bu bir kayyımdır dedik, o da nasıl anlamak istiyorsanız öyle anlayın dedi.
Şimdi dönüş yolundayız. Bizim diğer yerlere gitmemizi de bir bakıma takip ederek ve kayyım tehdidini sürdürerek engellemeye çalıştıkları için herkesi oradan güvenli bir şekilde çıkararak şimdilik kendi bölgelerine gönderdik; fakat tekrar dayanışma bölgelerine geçeceğiz.
bianet LGBTİ+ haberleri editörü. "1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/1 Mayıs 1977 ve Cezasızlık" dosyasını hazırladı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu. 2019 yılından...
bianet LGBTİ+ haberleri editörü. "1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/1 Mayıs 1977 ve Cezasızlık" dosyasını hazırladı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu. 2019 yılından beri "Küba" isimli köpekle ev arkadaşı.
Fadıl Öztürk için bugün (2 Mayıs Cuma) saat 13.00’te İzmir Balçova Cemevi’nde bir tören düzenlenecek. Ardından İzmir / Bayındır’a bağlı Gaziler Köyü'nde toprağa verilecek.
5 Kasım 2024’te konulan teşhisin ardından Aralık ayında tedavisine başlanan Öztürk, bir süre önce yoğun bakım servisine alınmıştı. Tüm çabalara rağmen, 1 Mayıs 2025 gecesi yaşamını yitirdi.
Cenaze Programı
Fadıl Öztürk için bugün (2 Mayıs Cuma) saat 13.00’te İzmir Balçova Cemevi’nde bir tören düzenlenecek. Ardından İzmir / Bayındır’a bağlı Gaziler Köyü'nde toprağa verilecek.
10 yıl cezaevi, 40 yıl direniş ve şiir
Fadıl Öztürk, 12 Eylül darbesinin ardından tutuklandı ve Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde 10 yıl hapis yattı. Cezaevinde hazırladığı şiir dosyası “Suyu Uyandırın Sesim Olsun” ile Enver Gökçe Şiir Ödülü'nü aldı. 1991’de çıkan af yasasıyla özgürlüğüne kavuştu.
Cezaevinden sonra edebiyat ve siyaset alanındaki üretkenliğini sürdüren Öztürk, Piya Kolektifi içinde yer aldı. Ütopiya ve Kunduz Düşleri gibi yayınların yanı sıra birçok dergi ve gazetede şiir ve yazılar yayımladı. 2018 yılında Artı Gerçek gazetesindeki yazıları nedeniyle gözaltına alınmış, yargılama sonucu 1 yıl 10 ay hapis cezası almış ancak cezası 5 yıl süreyle ertelenmişti.
1 Mayıs, emeğin, dayanışmanın ve eşitliğin günü. Güvenceli iş, insanca yaşam ve sömürüsüz bir gelecek için yan yana gelen herkesin günü.
bianet olarak emeği görünür kılmak, baskılara karşı hakikati savunmak için, birlikte üretmenin ve direnmenin gücüne inanarak gazetecilik yapmaya devam ediyoruz.
Fabrikalarda, tarlalarda, ofislerde, ev işlerinde, madenlerde, sokaklarda çalışan; emeğiyle hayatı kuran herkesi selamlıyoruz.
Bu 1 Mayıs’ta, susturulmak istenen seslerin, yok sayılan hakların, görmezden gelinen emeklerin; işçilerin, ezilen halkların, kadınların, engellilerin, LGBTİ+’ların, hayvanların ve doğanın yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günümüz, İşçi Bayramımız kutlu olsun.
* Özellikle Fransa’da 1 Mayıs, Fête du Muguet (Müge Bayramı) olarak bilinir. İnsanlar birbirine müge çiçekleri verir; bu hem iyi şans hem de emek ve baharın kutlanması anlamına gelir. Müge çiçeği geleneği işçi hareketleriyle birleşerek 1 Mayıs'a özel bir anlam katmıştır.