Beyazıt Meydanı, tarih boyunca öğrenci eylemlerinin, hak taleplerinin ev sahibi. 19 Mart’ta İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin de ilk barikatı aşıp ulaştıkları meydan. Beyazıt son olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingine de ev sahipliği yaptı.
Beyazıt’ta binlerce kişi farklı taleplerle Çarşamba günü bir araya geldi. Kimisi demokrasi için kimisi tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması kimisi de taleplerin kitleselleşmesi için meydanda toplandı.
Binlerce kişinin arasında evine ekmek götürmek için alanda çalışmaya gelenler de vardı. Kendilerini bu mücadelenin içerisinde görmeyen, hatta talep edecek haklarının bile olduğunu düşünmeyen…
16 yaşındaki Gazi* ve 17 yaşında Keleş* de toplumun her kesiminden insanın buluştuğu mitingde evlerine ekmek götürmek için bulunan iki çocuk işçi. Mitingde su satan bu iki arkadaşa sorsanız ‘çocuk işçi’ değiller. Hatta erken başladıkları hayatta hiç çocuk olmamışlar.
Uzun boylu, yakışıklı ilk bakışta 17 yaşında olduğunu anlayamayacağınız Keleş, yetiştirme yurdunda büyümüş. İki sene sınıfta kaldıktan sonra liseyi bırakmış, şimdilerde açık öğretime kayıtlı olsa da eğitimine devam etmiyor. İş olduğunda yani miting, maç, konser olduğu günlerde seyyar satıcılık yapıyor, iş olmadığı vakitlerde de esnaf kuryelik yapıyor.
Keleş’e göre daha kısa, henüz sakalları çıkmamış Gazi ise lise ikinci sınıf öğrencisi. Üniversiteye gitmeyi düşünmüyor, “Bu devirde okuyup hiçbir şey olamam abi, bu nedenle bir meslek sahibi olmak daha iyi” diyor.
Keleş, okulu bıraksa da üniversiteye gitmek istediğini söylüyor. “İmkanımız olmadı” diye de ekliyor.
Biz sohbet ederken mitinge gelenlerden bazıları Keleş ve Gazi'den su alırken yol soruyor. Gazi ile Keleş’in çocuk olduklarını fark ettiler mi bilinmez ama ikisi de bir şekilde görünmez olduğunun farkındaydı.
“Burada sizin haklarınız için de mücadele ediyorlar” dediğimde Gazi hislerini şu sözlerle dile getiriyor:
“Benim ne hakkım var ki abi, bir hakkım olduğunu düşünmüyorum. Eğitim hakkım mı var? Eve kim bilir gecenin kaçında varacağım, sabah okula gideceğim. Sınıf arkadaşlarım şu an kitap okuyor, derslerine çalışıyor. Şimdi biz eşit miyiz? Bu iktidar değişse bu değişecek mi? Ben yine yaşamak için çalışmak zorunda kalacağım.”
Gazi ile konuşurken Keleş su satmaya devam ediyor. O sırada su fiyatını yüksek bulan bir kişi tepki gösterince Keleş de şunları dile getiriyor:
“Bilmiyorlar abi, ne zorluklarla çalıştığımızı bilmiyorlar. Onlar burada ‘demokrasi’ mücadelesi verdiklerini söylüyorlar. Biz yaşam mücadelesi veriyoruz. Hayatta kalmaya çalışıyorum. Ben sokakları da gördüm. Hayat çok zor. Hayatta kalmak için mücadele etmek zorundayız.”
“Geleceğe dair hiç mi bir umudunuz yok?” diye sorunca Keleş satışı bırakıp tekrar konuşmaya başlıyor:
“Buradaki kimse benim farkımda değil, kimsenin bizi düşündüğü yok. Bugün başa CHP gelse ben yine çalışmak zorunda kalacağım. Ben kendimi genç gibi de hissetmiyorum. Bizim için ‘Z kuşağı’ diyorlar. Ne Z kuşağı ben kendimi 60 yaşında hissediyorum.”
Mitingin sona ermesiyle birlikte iki çocuk işçi ellerinde kalan suları da satmak için konum değiştiriyor. Onların mesaisi devam ederken binlerce kişi “Ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla yanlarından geçip gidiyor…
(AD)