Gençlik örgütleri: Sayısız sorunla kuşatılmış bizler için bardak taştı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında olduğu 19 Mart gözaltılarından sonra ülke genelinde başlayan eylemlere üniversite öğrencileri öncülük etti; eylem, kimi üniversitelerde boykot örgütlenmesinin önünü açtı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ise 6 Nisan’da üniversitelere gönderdiği yazıda, İmamoğlu'nun tutuklanması (23 Mart) sonrası okullarda yapılan boykota destek veren öğrenci ve akademisyenlerle ilgili “gerekli adli ve idari” işlemlerin yapılması istendi.
Emek Gençliği Merkezi Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Deniz Tepe, Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Ceyhun Tezcan ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) Üniversite Büro Üyesi Efe Erdenay Bırasoğlu, YÖK’ün üniversitelere gönderdiği yazıyı bianet’e değerlendirdi.

Gençlik sokakta: Ne hissediyorlar, motivasyonları ne?
“Gençlerin söz söyleme iradesini kırmak istiyorlar”
TKP Üniversite Büro Üyesi Efe Erdenay Bırasoğlu “Başlarken ilk belirtilmesi gereken, tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını yeniden talep etmek,” diyerek sözlerine başladı.
Oldukça hareketli birkaç haftayı geride bıraktıklarını söyleyen Bırasoğlu, gençlerin öfkesinin kaynağının çok tartışıldığını ve bu konudaki görüşlerinin şu olduğunu ifade etti:
“Birden fazla sebep sayabiliriz; ancak ortaya çıkan hareketin kampüsleri doldurup sokaklara taşmasını sağlayan ana unsurun geleceksizleşme olduğu kanısındayız. İlk günler çok tartışılsa da meselenin tek başına İmamoğlu veya CHP’ye sığmayacak bir siyasal enerji barındırdığı bugün aşikâr. Yıllar boyu aldığı eğitimin karşılığını alamayacağını her türlü rakamla gören, eğlenemeyen, nitelikli beslenemeyen, barınamayan ve bu cendereden gelecekte de bir çıkış göremeyen gençler için onlara gösterilen tek yolun, yeni birini seçme yolunun da kapatılmasıyla biriken öfke bir patlamaya yol açtı.
“Bizi geleceksizleştiren her şey yerine dururken ve baskılar artarken öğrenci hareketi ne kadar hareketli kalmaya devam edecek? Bu sorunun cevabı elde edeceğimiz kalıcı kazanımlara bağlı olacak. Akademik boykot tartışmaları bir kenara, YÖK’ün son hamlesi ile yaratmak istediği yegâne şey gençlerin ülkeleri adına söz söyleme iradelerini kırmak. Bunun ne kadar sonuç vereceği, öğrenci hareketini hangi şekillerde ve ne kadar hareket edeceği ise bu kalıcı kazanımlara bağlı olacak. Örgütlü mücadeleye geniş kesimlerin dahil olması haftalardır polisin, bu örnekte ise YÖK’ün yaratmaya çalıştığı korku duvarının yenilmesi için yegâne yol olacak.”

İTÜ öğrencilerinin talebi: Adalet
“Geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz”
FKF MYK Üyesi Ceyhun Tezcan, AKP’nin yurttaşlık haklarına yönelik saldırılara karşı sesini yükselten gençliği sindirmek istediğini söyleyerek “Önce sıra arkadaşlarımızı hukuksuzca esir aldılar, şimdi de YÖK eliyle açıkça bizleri ve hocalarımızı tehdit ediyorlar,” dedi.
“Bizler 'Sınıfları boş, alanları dolu tutuyoruz' diyerek başladığımız akademik boykotta; derslere, sınavlara girmeyip kampüslerimizi olması gereken kamusal alanlara çevirip mücadelemizi sürdürüyoruz,” diyen Tezcan, yurttaşlık haklarına yönelik saldırılara karşı memleket için ayağa kalktıklarını ifade etti ve gençliği “aşırı grup” ve “yasa dışı örgüt” mensubu diyerek kriminalize etmeye, öğrencilerin sesini kısmaya çalışanlara karşı kampüslerdeki mücadeleyi yükselteceklerini söyledi.
Tezcan, sözlerini “Kampüslerimize, memleketimize ve geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz,” diye sonlandırdı.
“Genel grev çağrısını büyütmeliyiz”
Emek Gençliği MYK Üyesi Deniz Tepe de YÖK’ün talimatını şöyle değerlendirdi:
“19 Mart öncesinde Saray yönetimi içeride ve dışarıda sıkışmışlık karşısında saldırılarla baskı ve yasakları artırarak durumunu aşmaya çalıştı. Devlet Denetleme Kurulu’nun yetkilerinin genişletilmesi ve somut dayanağı olmayan terör soruşturmaları gibi adımlarla Cumhurbaşkanlığı makamı ve sermayedarların çıkarları etrafında her geçen gün saldırılar artırıldı. 19 Mart sonrası, gençlik hareketine karşı benzer saldırılar başlatıldı. İşçi ve emekçilerin, gençlerin birliğini güçlendirerek karşılık verme imkânı doğdu. Üniversitelerde boykotlar ve meydanlarda eylemler düzenlendi; birçok üniversite öğrencisi protesto hakkını kullanırken tutuklandı.
“YÖK’ün üniversitelere gönderdiği talimat, bu saldırıların bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ekonomik zorluklar, işsizlik ve özgürlüklerin kısıtlanması gibi sorunlarla kuşatılmış bizler, Saray yönetiminin baskı ve şiddet politikalarına karşı daha güçlü bir seferberlik ve örgütlülükle karşılık vermeliyiz. Saray yönetimi, içerideki hoşnutsuzluğu baskı ve zorla bastırmaya çalışıyor, dışarıda ise emperyalistlerle ilişkilerini artırıyor.
“Saray iktidarı, iç ve dış çıkarlarını korurken, işçi sınıfı ve gençlik hareketine baskı uyguluyor. 19 Mart’tan sonra sesini duyuran gençliği baskılamayı hedefliyor. Ancak buna karşı güçlü bir örgütlülükle mücadele etmeli, Saray yönetiminin politikalarını üniversitelerde, mahallelerde ve işyerlerinde hedef alarak halkın iradesinin gasbedilmesini engellemeliyiz. Mücadelemiz, örgütlülüğümüzü güçlendirerek devam etmeli. 1 Mayıs’ta işçi sınıfı ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak alanlarda olmalıyız.” (YAH/TY)

Öğrenciler adalet istiyor, 'ekmek ve gülleri de'
KYK yurdundaki yemeğin içinden poşet çıktı

ESKİŞEHİR’DE ÖĞRENCİLERİN FORUM PARKI KALDIRILDI
"Mücadeleye, Ulus Parkı’nda devam edeceğiz"

Eskişehir’de İmamoğlu protestolarında mekâna alınmayan kadınlar: Üstü kapalı tehdit ediliyoruz

BİLET FİYATLARINA YÜZDE 371’E VARAN ZAM
"Devlet Tiyatroları, iktidara hizmet eden bir kurum haline geldi"

EKREM İMAMOĞLU PROTESTOLARI
ÇGD Başkanı Kıvanç El: Polis özellikle gazetecileri hedef alıyor
