İBB Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlatılan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri kapsamında her hafta çarşamba günü İstanbul'un bir ilçesinde gerçekleştirilen mitingler kapsamında bu hafta Silivri'de binlerce insan mahpus belediye başkanı için bir araya geldi.
Mitingin son konuşmacısı CHP Genel Başkanı Özgür Özel tavla oyununda 5-2 gelen zarın Farsça'dan alınma tabirle "pencüdü" olarak adlandırılmasından yola çıkarak son anketlere göre ikinci parti olan AKP ile beşinci parti olan MHP ittifakını"pencüdü ittifakı" olarak niteledi.
Özel, "Pencüdü İttifakı senin hesabını millet bozacak, biz bozacağız, biz kazanacağız. Bu hesapları millet bozar, bir hesap varsa o hesabı millet yapar. Kötücüllerin, kötü yüreklilerin, kötü niyetlilerinin hesaplarını millet bozar. İkinci parti ile beşinci partinin Türkiye’nin geleceğini tasarlama, hesap yapma, oyun kurma kapasiteleri yoktur. Buradan gururla söylüyoruz; Türkiye’nin yarınlarında kurulduğu günkü gibi Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi vardır. Biz varız. Biz kazanacağız.” dedi.
Özgür Özel'den önce topluluğa Ekrem İmamoğlu'nun mesajını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ulaştırdı. Ayrıca Silivri’de tutulan üniversite öğrencisi Yiğit Can Kaplan'ın anne ve babasıyla Hatay Milletvekili Can Atalay’ın mesajını tmitinge ulaştıran bir Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi de halka seslendi. Selamlamaların ardında Ekrem İmamoğlu'nu eşi Dilek Kaya İmamoğlu konuştu.
Özgür Özel: "CHP iktidarında Silivri’yi Özgürlükler ve Demokrasi Müzesi yapacağız"
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri konuşmasına Silivri'nin aralarında Ekrem İmamoğlu'nun da olduğu siyasi mahpusların tutulduğu cezaevi yerleşkesiyle tanınmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı:
"Ne yazık ki internete ‘Silivri’ yazıldığında bu ilçe güzellikleriyle değil; hukuksuzluğa, haksızlığa bayraktarlık yapan bir cezaevi ismiyle anılıyor. Adı değişti, Silivri bu yükten kurtulamadı. Ama size söz veriyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Ekrem Başkan’ın Cumhurbaşkanlığında Silivri’yi Özgürlükler ve Demokrasi Müzesi yapacağız. Hep birlikte gezeceğiz. Diyeceğiz ki ‘Ekrem İmamoğlu burada yattı. Resul Emrah Şahan burada yattı. Mustafa Balbay burada yatmıştı. Bu Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u terör örgütü yöneticisi yapmıştı. Burada yatırmıştı." dedi.
Özel, meydanda toplananlara "Bu akşam Silivri, muhaliflere gözdağı vermek için o tekerlemeye dönmüş söylemle ‘Soğuk değil artık.’ Bu akşam sizin yüreklerinizle, mücadelenizle Silivri ısındı, bu meydan ısındı. Artık çok daha güçlüyüz. Bu meydanı ısıtan yüreklerinize teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun." diye seslendi.
Özel, 2008’de, 2011’de Silivri’de AKP ve Fettullah Gülen Cemaatinin desteklediği Savcı Zekeriya Öz!ün hazırladığı iddianamelerle yapılan yargılamaları ve Erdoğan'ın "Ben bu davanın savcısıyım" diyerek bu davalara arka çıktığını hatırlattı.
"Kibirliydi, kendince güçlüydü. Kimi isterse alıyor, en dokunulmazlara dokunuyor, onları sözde itibarsızlaştırıyor, Tayyip Erdoğan’ın siyaseten önünü açıyor, etrafında temizlik yapıyordu. Gün geldi, 15 Temmuz darbesinde o Tayyip Erdoğan’ın ne istediyse verdikleri, etle tırnak oldukları, altlarına verilen tanklarla milleti ezmeye, kaldırdıkları uçaklarla Meclis’i bombalamaya kalktıklarında adeta bir sıçan gibi Türkiye’yi ilk terk edenlerden biri o kudretli Zekeriya Öz olmuştu.”
“Bugün de Tayyip Erdoğan’ın yetki verdiği, arkasında durduğu ve kendisi için siyasi operasyonlar yaptırdıklarına buradan açıkça sesleniyorum. Kanundan ayrı, masumiyet karinesini ihlal eden, gizlilik ilkelerini ihlal eden, bir takım internet sitelerine yalanlarınızı, iftiralarınızı da gerçek gibi sorgu gibi verdiğiniz, bir takım gazetelerle, televizyonlarla insanlara itibar suikastları yaptığınız bu süreçler asla ve asla unutulmaz. Eğer Zekeriya Öz’ün sonunu yaşamak istemiyorsanız akıllı olun, hukuktan ayrılmayın, iftiracı olmayın." dedi.
Özgür Özel: "Erdoğan, yarın karşımıza çıkıp aldatıldım, kandırıldım, demesin"
Özel, "Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. O günlerde Ergenekon’da, Balyoz’da, Askeri Casusluk’ta kurulanlar ne kadar kumpassa, bugün Ekrem Başkan’a ve arkadaşlarımıza kurulan en az o kadar kumpastır. Sakın yarın karşımıza çıkıp da ‘Aldatıldım, kandırıldım. Rabbim ve milletim beni affetsin’ demeyesin. Bu sefer bu aziz millet seni affetmeyecek, bunun hesabını senden soracak." dedi.
"Ekrem İmamoğlu'na darbenin karargahı Beştepe"
"Geçtiğimiz sefer şöyle söylüyorlardı: ‘Ordunun içinde bir yapılanma var. Bu yapılanma darbe yapacak. Biz darbeye karşı demokrasiyi savunuyoruz.’ Şimdi bırakın darbe yapacaklara karşı demokrasiyi savunmayı, daha bir yıl önce Silivri, belediye başkanını seçmişken, İstanbul büyükşehir belediye başkanını seçmişken, millet kararını vermişken, birileri bu karardan rahatsız oldular. Yaptıkları, giriştikleri bir işle hem geçmiş seçimin seçilmiş belediye başkanına, hem de gelecek seçimin Cumhurbaşkanı adayımıza, milletimiz takdir ederse bir sonraki Cumhurbaşkanı’na, Ekrem İmamoğlu’na darbe girişiminde bulundular. Şüphesiz her darbenin bir karargahı vardır. Bu darbenin karargahı; Beştepe’dir.
"Bu darbenin silahı yargıdır"
Özel, "Şüphesiz her darbenin bir silahı, silahları vardır. Bu darbenin silahı; yargıdır." diye devam etti. "Her silahın mermileri, mühimmatı vardır. Bu silahın mühimmatı; yalandır, iftiradır. 19 Mart darbesini planlayanlar, iki başlı iftira ile önce bir tarafıyla ‘terör, terör örgütlerine destek’ deyip, Türkiye’deki milliyetçi seçmenin, seçmenimizin içindeki milliyetçi hassasiyetlerin bizi bölmesini, bizim aramıza girmesini sağlamaya çalıştılar. Diğer taraftan da mali konularla ilgili attıkları iftira ile dünyanın, bilhassa Avrupa’nın şeffaf yönetim isteyen, hesap verilebilirlik isteyen, temiz siyaset isteyen anlayışı ile bizim bu konuda Avrupa’dan, dünyadan, Türkiye’de yapılan bu haksızlıklara ses çıkarılmamasını sağlamaya çalıştılar. 19 Mart günü İstanbul’a gelip, Saraçhane’ye gidip, oradan sizlere; bilhassa da gençlere yaptığımız çağrıyla, o gün 19 Mart günü gelip Saraçhane’yi dolduran, ilk başta üniversite gençliği olmak üzere her yaştan demokrasinin yanında duran siz gençlere yürekten teşekkür ediyorum. O darbeyi siz püskürttünüz.”
"Darbeyi püskürten öğrencilere kumpas kuruluyor"
CHP Genel Başkanı, Saraçhane'de bir araya gelerek "darbe"yi püskürten üniversite öğrencilerine AKP tarafından "kumpas" kurulduğunu gündeme getirdi.
“Şimdi bir hesaplaşmayla, bir hazımsızlıkla karşı karşıyayız. O gün ilk kez Beyazıt meydanında gençlerin önüne çekilen setler, bariyerler yıkılıp geçilip, Saraçhane’ye koşup gelince İstanbul Üniversitesi, onu görüp koşup gelince Yıldız Teknik Üniversitesi, Boğaziçi koşup gelince darbeciler neye uğradıklarını şaşırmışlardı. İşte şimdi o Boğaziçi’ni, o Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini cezalandırmaya kalkıyorlar. Boğaziçi’ne kumpas kuruyorlar. Yaptıkları iş, Boğaziçi’ni tahrik etmektir. Boğaziçi’nin haklı tepkilerini, sanki Boğaziçili öğrenciler ortamı terörize ediyor gibi göstermeye çalışıyorlar." dedi.
Hafta sonu kız çocuklarının evlendirilmesini savunan Nureddin Yıldız'ın Boğaziçi'nde konuşturulmasını protesto eden öğrencilerin göz altına alınmaları ve tutuklanmalarını kınayan Özgür Özel, rejim yanlısı TV kanallarının Boğaziçi Üniversitesi’nde olanların gerçek yüzünü göstermediğini söyledi.
"Boğaziçi Üniversitesi’nde olanların sebebi şudur. Nureddin Yıldız isimli selefi karanlıktan beslenen […] adamın lafı şudur: "Büluğ çağından önce bir çocuk evlenebilir. Çocuklar arası nikah da olabilir. Büyükler küçüklerle nikah da yapabilir. Mesela altı yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında bir erkekle nikahlanabilir’ diyen namussuz bu." diyen Özgür Özel, mitinge katılanları "Volkan Konak ölünce arkasından hakaret eden, söven, komşunuz güzel Çatalca’nın o çirkin adamı Çatalca müftüsüyle, bu Nureddin Yıldız’ı birlikte yuhala[maya]" çağırdı.
Üniversite'deki protestoların ardından öğrencilerin gözlatına alınması da kınayan özel, "Yazıklar olsun. 97 arkadaşımızı, evladımızı gözaltına aldılar. Şu ana kadar gelen bilgiyle altısını tutukladılar. Silivri’ye koyuyorlar. Boğaziçi’ne uzanan bu kirli hesaba, bu kirli hesabı yapan o çirkin zihinlere, o karanlık ellere diyorum ki bu millet, bu kötülüğü görüyor. Boğaziçi’ni provoke eden sizsiniz, marjinal sizsiniz. Bu alçaklığı yapanlar sizsiniz.” dedi.
"Bu baskıya teslim olmayanlara bin selam olsun"
CHP Genel Başkanı, İmamoğlu ve İBB yöneticilerinin adil yargılanmadıklarını tekrarladı: “Buradan açık açık söylüyoruz, Erdoğan’ın iddia ettiği bir tane kanıt çıkmadığı gibi yalancı şahitler, gizli tanıkların söylediği her şey boşa çıkmıştır. Biliyorsunuz Çınar, Ladin ve Meşe diye üç odun buldular. Onlara bir sürü iftira attırdılar, ardından MASAK Raporu, kağıt peçete gibi döküldü. Söyledikleri yerden bir tane kanıt çıkmadı. Şimdi çaresiz kaldılar. Arkadaşlarımızı teker teker, gecenin bir vakti, sabahın bir köründe nereye gittiklerini bilmeden alıp savcılara götürüyorlar. Savcılar küçücük çocuğu olan kadınlara, ‘İstediğim gibi ifade vermedin, 30 yıl yatarsın, 15 yıl yatarsın. Ama bu ifadenin altına bir imza atarsın, Silivri’ye dönmeden çocuğuna kavuşursun’ diye baskıyla, tehditle, şantajla, ifade değil iftira attırmaya çalışıyorlar. Bu baskıya teslim olmayanlara, namusunu, arkadaşlarını satmayanlara, gerçekten sapmayanlara, iftiracı olmayanlara bin selam olsun. Hepsine helal olsun." dedi.
"Darbe için 60 milyar yaktılar "
Özgür Özel, darbe sonrasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek eliyle "Bu darbe başarılı olsun, bu darbeden sonra dolar fırlamasın diye tam 60 milyar dolar rezerv yak[ıldığını]" söyledi.
Özel "Buradan güya bu iktidarın itibarlı Bakanı Mehmet Şimşek’e bir kez daha hatırlatıyorum ki; dünyanın neresine gidersen git senin peşini bırakmayacağız. Senin bir darbeci olduğunu bütün dünyaya anlatacağız. O parayla değil Silivri’deki, Türkiye’deki bütün çiftçilerin bütün bankalara ve diğer kuruluşlara olan borçlarını kapatabilirdik, faizlerini ödeyebilirdik. Bir o kadar daha paramız kalırdı. Onu da çiftçilere dağıtabilirdik. O para millet için harcansaydı bugün 14 bin 500 lira en düşük emekli maaşı alanlara 30 bin lira emekli maaşı verebilirdik ve bunu on yıl boyunca sürdürebilirdik. O parayla atanmayan 1 milyon öğretmeni atayabilirdik ve üç yıllık maaşlarını peşin ödeyebilirdik. O parayla 12 milyon işsizimize her ay 15 bin lira işsizlik maaşı ödeyebilirdik. Ama onlar bu parayı çiftçiye, işçiye, emekliye, gençlere, işsizlere vermek yerine Ekrem İmamoğlu’na darbe yapmak için harcadılar." dedi.
"Biz varız, biz kazanacağız"
Özel, konuşmasının sonunda Erdoğan'a meydan okudu:
Artık buradan Erdoğan’a sesleniyorum; Silivri’nin duvarlarını bu millet yıkacak, seçim sandığı gelince bu millet Ekrem Başkan’ı Cumhurbaşkanı yapacak. Ant olsun ki o Silivri’nin üstündeki dikenli telleri söküp atacağız, ant olsun ki o kalın duvarları yıkacağız, ant olsun ki Silivri’yi müze yapacağız. Bu rezillikleri unutmayacağız, unutturmayacağız. Hiç kimse ‘İmamoğlu’nu hapse attık, kurtulduk’ sanmasın. Milletin desteğini kaybedenler, devletin arkasına, yetkilerin arkasına sığınmasın. Kimse Ekrem Başkan ve arkadaşlarımız unutulur diye plan yapmasın, hesap yapmasın. Ne olursa olsun o sandık gelecek, ne olursa olsun o hesaplar bozulacak. Hele hele AKP ile MHP, biri ikinci parti, biri beşinci parti. Pencüdü İttifakı senin hesabını millet bozacak, biz bozacağız, biz kazanacağız. Bu hesapları millet bozar, bir hesap varsa o hesabı millet yapar. Kötücüllerin, kötü yüreklilerin, kötü niyetlilerinin hesaplarını millet bozar. İkinci parti ile beşinci partinin Türkiye’nin geleceğini tasarlama, hesap yapma, oyun kurma kapasiteleri yoktur. Buradan gururla söylüyoruz; Türkiye’nin yarınlarında kurulduğu günkü gibi Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi vardır. Biz varız. Biz kazanacağız.”
"İçerideki bütün Cumhurbaşkanı adayları için imza topluyoruz"
Özel konuşmasını bitirmeden önce “Bir büyük imza kampanyasını hep beraber sürdür[düklerini]" haber verdi.
"15 milyonu geçtik, 20 milyona doğru hızla ilerliyoruz. Şunu kimse unutmasın ki atılan her imza, içerideki tutuklu bulunan olası Cumhurbaşkanı adaylarını; başta Ekrem İmamoğlu’nu, Ümit Özdağ’ı, Selahattin Demirtaş’ı özgürleştirecek imzalardır. Önümüze sandığı getirecek imzalardır." diyen Özel, alanı "imzaları atan -atmayan herkesi imzaları tamamlamaya, imza föylerini almaya, en az 25 kişiden imza toplamaya ve dünyanın en büyük güvensizlik oyunu Recep Tayyip Erdoğan’ın tam karşısına dayamaya davet [etti]."
Özel MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi de eleştirdi: "Sayın Devlet Bahçeli, çıkmış diyor ki, ‘100 milyon imza toplasanız ne olur?’ Bakın 100 milyon imza demek, bütün Türkiye’deki, bütün Kıbrıs’taki, Almanya’da, Avrupa’da, Amerika’da, Avusturalya’daki, Türki Cumhuriyetler’deki, ta Uzak Doğu’daki, Yakın Doğu’daki bütün Türklerin imzasını atsan ne yazar?’ diyor Sayın Bahçeli.
"Çok şey yazar. Bunu tarih yazar. Tarih bunu yazacak. Ekrem Başkan’ı yazacak. Senin bu kötülüklerini de yazacak. Buradan Silivri’den hep beraber sesleniyoruz: ‘Ben milletim. Ben milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Ey Erdoğan, adayımı bırak. Sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.’ Sizde bu kararlılık oldukça, bu azim oldukça, her çarşamba akşamı İstanbul’da bir ilçeyi, her cumartesi Anadolu’da bir şehri hep beraber bizler böyle ayağa kaldırdıkça, mutlaka kazanacağız. Mutlaka başaracağız.”
(AEK)