"Dışarıdaki 'ölümcül sessizlik' de hasta mahpusların haklarını ihlal ediyor"

Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta mahpuslar için düzenlediği "F Oturması"nın 600'üncüsünü dernek binası önünde yaptı.

Bu hafta 600. F oturması hasta mahpus "Besra Erol Serbest Bırakılsın" diyerek İHD önünde yapıldı.

Açıklamayı Meryem Bars okudu:

"Şüpheli durumlar"

"Son 25 yıldır hapishaneler özellikle politik mahpusların yaşam hakkına yönelik saldırılarla anılıyor. 21 Eylül 1995'te Buca Hapishanesi'nde, 24 Eylül 1996'da Diyarbakır Hapishanesi'nde, 26 Eylül 1999'da Ulucanlar Hapishanesi'nde, politik mahpuslar işkenceyle öldürüldü. En hafif ifadesiyle politik mahpusların yaşam hakkı ihlal edildi. Bugün ise politik mahpusların yaşam hakkı, sürece yayılarak ihlal ediliyor. Mahpusların tedavilerinin engellenmesiyle, basit bir hastalık bile yaşamı tehdit eder hale getiriliyor. Ölüm sınırındaki mahpuslar serbest bırakılmıyor, veda hakları ellerinden alınıyor. Hastalıkları tedavi edilmediği için yaşam hakkı ihlal edilen mahpuslara dair örnekler çoğalırken, 'şüpheli' denilen mahpus ölümleri de artıyor. Hemen hepsinde 'öldürüldü mü?' diye sorduracak şüpheli durumlar varken, somut bulgularla öldürüldüğü belli olan mahpuslar için bile 'intihar etti' deniliyor.

"Mahpusların yaşam haklarının pervasızca ihlal ediliyor olmasının en başat nedenlerinden birini dışarıdaki 'ölümcül sessizlik' oluşturuyor. Bu nedenle, mahpuslara yönelik hak ihlallerinin önlenmesi için dayanışma çağrımızı yineliyoruz. Hapishanelerde yaşanan sorunlara duyarlılıkları ile bilinen ve F Oturması eylemimizde her daim yanımızda olan annelerimizden Güzel Şahin annemizi ve 12 Eylül hapishanelerindeki azgın işkenceye karşı yürüttükleri ısrarlı mücadeleyi derneğimizin kurucuları arasında yer alarak insan hakları mücadelesine dönüştüren ve bizlere miras bırakan Vahide Açan annemizi 20 Eylül günü mezarları başında sevgi ve saygıyla anarken, hakları ihlal edilen, tedavi edilmeyerek ölüme mahkum edilen mahpusların sesi olacağımıza bir defa daha söz verdik. Bu sözümüzü tutacağız.

Bel fıtığı, yüksek tansiyon hastası

"600. F OTURMASI'nda bu hafta; Halen Elazığ Kadın Kapalı Hapishanesinde tutulan, hasta mahpus paylaşıyoruz.

"65 yaşındaki Besra Erol; bel fıtığı, siyatik, yüksek tansiyon ve yüksek göz tansiyonu hastası olup, bel fıtığı nedeniyle iki defa ameliyat olmasına rağmen sürekli ağrı çekmekte, yürümekte zorlanmakta ve görme yeteneğini tamamen kaybetme riski ile karşı karşıya bulunmaktadır.

"Suruç Katliamı'nda yaşamını yitiren oğlu Evrim Deniz Erol'un mezarı başında, yüreğinin yangınıyla yaptığı konuşma nedeniyle örgüt üyesi olmakla suçlanarak 7 yıl 5 ay hapis cezasına çaptırılan Besra Erol'un rahatsızlıkları nedeniyle sürekli hastaneye gidip gelmesi gerekmekte, ancak sevkler sırasında yaşanan sorunlar ve hapishane koşulları nedeniyle rahatsızlıkları daha da artmaktadır.

"Oğlu son açıklamasında; "Annemin cezaevinde morali iyi, ama son dönemde artan tansiyon hastalığı kendisini çok rahatsız ediyor. Tansiyon dışında da çok fazla hastalığı var. Daha cezaevine girmeden sırtından iki ameliyat geçirdi. Şimdi tansiyonu sürekli arttığı için gözlerine de vuruyor. Bu nedenle bir gözünü de kaybetme riski ile karşı karşıya. Yine sırtındaki fıtık bacaklarına da etki ediyor" demiş, hastalıkları nedeniyle tek başına yaşamını idame ettirmekte zorlandığı ve hapishane koşulları tedaviye uygun olmadığından serbest bırakılarak tedavisinin dışarıda sürdürülmesi için kamuoyuna destek ve dayanışma çağrısı yapmıştır. Verilen cezanın 2/3 ünü tamamlamış bulunan Besra Erol'un hapiste tutulduğu her saniye, sağlık ve yaşam hakkına ağır tehdit oluşturuyor.

"Hasta mahpuslar serbest bırakılsın."

(AÖ)