Dersimliler ve çevreciler Munzur Gözeleri için tam koruma istiyor

Munzur Gözeleri, Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olan Munzur Vadisi Milli Parkı’nın temel kaynak değerlerinden biri olup, koruma altındaki birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. 2003 yılından bu yana koruma altında bulunan Munzur Gözeleri’nin statüsü, 2023 yılında bakanlık kararıyla "kesin korunacak hassas alan" statüsünden "nitelikli korunacak hassas alan" statüsüne düşürüldü.
Karara yönelik tepkiler sürerken, 3 Şubat 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanan yeni bir düzenleme ile Munzur Gözeleri’nin belirli bir bölümü “Munzur ve Pülümür Vadileri Kesin Korunacak Hassas Alanı” kapsamına alındı; ancak bu karar, Dersimliler ve çevreciler tarafından yetersiz bulunarak tepkiyle karşılandı.

OVACIK BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA SARIGÜL:
“Munzur Gözeleri ticari alana dönüştürülmek isteniyor”
“1518 adet bitki türü ve taksonu var”
Şehir Plancısı Ceyhan Çılğın, son kararnameyle birlikte Munzur Gözeleri’nin bir bölümünün mutlak koruma altında kalırken, diğer kısmının çeşitli yapılaşma biçimlerine açıldığını belirtti.
Çılğın, “Korunacak bir alanı parçalayarak, yalnızca bir kısmını koruyarak Munzur Gözeleri’ni gerçekten korumuş olabilir miyiz?” diyerek karara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı, karar metninde yer alan ifadeler nedeniyle kafa karışıklığı yarattı ve bu da yanlış bir bilginin sosyal medyada hızla yayılmasına neden oldu. Örneğin Munzur ve Pülümür Vadilerinin 1. Derece Doğal Sit Alanı olduğu iddia edildi. Oysa bu vadilerin, yalnızca vadi tabanları 18 Temmuz 2023’te Nitelikli Doğal Koruma Alanı yani 2. Derece Doğal Sit Alanı olarak kararlaştırıldı. Geçtiğimiz günlerde alınan karar, Munzur Gözeleri’nin bir kısmının Kesin Korunacak Hassas Alan yani 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak kararlaştırılmış olmasına dair. Yaklaşık 20 yıl boyunca tamamı 1. Derece Doğal Sit Alanı olan Munzur Gözeleri’nin yalnızca üçte biri kesin koruma altına alındı.
“Munzur Vadisi Milli Parkı'nda kayıt altına alınan 1518 adet bitki türü ve taksonu (cins, tür) var. Bu bitkilerden 43’ü, dünyada yalnızca bu bölgede görülebilen endemik türler. 227 tanesi ise dünyada yalnızca Türkiye’de görülebilen bitki türlerinden. Bu bölgede IUCN Tehlike Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nde yer alan omurgalı ve omurgasız olmak üzere 66 hayvan türü ve taksonu bulunuyor.”
“Kesin korunacak hassas alan olarak tescil edilmeli”
Çılğın, Munzur Gözeleri’nin bugüne kadar çeşitli yapısal müdahalelere maruz kaldığını; ancak mutlak koruma statüsü ve önemli bir ziyaret alanı olması nedeniyle bu müdahalelerin büyük ölçüde etkisiz kılındığını ifade etti:
“Munzur Gözeleri yalnızca vadi ekosistemini değil, sucul karakteriyle ve yarattığı mikroklima ile Munzur Dağ ekosistemini de oluşturan en önemli etkenlerden. Hem bu ekosistemin geri dönüşü olmayan bir zarara uğramaması hem de yöre halkının oldukça önemli inanç merkezlerinden birisi olması dolayısıyla Munzur Gözeleri bir bütün halinde kesin korunacak alan olarak, yani 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmelidir. Mevcut karar bu bakımdan yetersiz. Bu özellikli durum sadece Munzur Vadisi için değil, Pülümür Vadisi için de geçerli. Şu anda Munzur Vadisi’nde ya da Pülümür Vadisi’nde mevcut koruma statüsü HES’lerin yapılmasını engelliyor olabilir; ama HES’ler dışında tarımsal üretim ya da sulama amaçlı baraj yapılmasının önünde bir engel yok.”
“Mücadeleyi sürdüreceğiz”
Munzur Çevre Derneği Yöneticisi Yusuf Topçu ise “Munzur Gözeleri'ni tamamen korunuyor gibi göstermek kamuoyunun tepkisini azaltmak için söylenen kaba bir yalan, aksine, doğamız tehdit altında,” dedi. Topçu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bir yandan maden şirketleriyle birlikte Dersim'in doğasını talan etme hazırlıkları sürdürülürken, diğer yandan böyle bir kararı yayınlayarak Munzur Vadisi ya da Pülümür Vadisi boydan boya sit alanı ilân edilmiş gibi lanse etmek kamuoyunu kandırmaktır. Bunu Dersim halkından gelecek tepkiyi yumuşatma girişimi olarak görüyoruz. Zira coğrafyamız uzun yıllardır maden projelerinin tehdidi altında. Korunması gereken yerlerin statülerinin düşürülmesi ya da koruma altına alınmaması suların ve toprakların zehirlenmesi, yaşam alanlarına yönelik tahribatın önünün açılması demek. Bu yüzden tam koruma istiyoruz. Munzur Vadisi her ne kadar milli park olsa dahi boydan boya sit alanı olmalı çünkü esas olarak korunması gereken alanlardan bir tanesidir.”

“Munzur Gözeleri’nde talana müsaade etmeyeceğiz”
Ne olmuştu?
Dersimliler ve ekoloji aktivistleri uzun yıllardır bölgede yapılmak istenen maden çalışmalarına, HES, RES, GES ve baraj projelerine karşı mücadele yürütüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 28 Temmuz 2023'te yayımladığı karar ile Munzur ve Pülümür vadilerinin vadi tabanları ve Munzur Gözeleri'nin bulunduğu alanın "Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak tescillendiğini duyurmuştu.
Karar ile koruma statüsü düşürülen Munzur Gözeleri için TMMOB bakanlığa dava açtı.
Açılan dava kapsamında gerçekleştirilen keşfe yüzlerce kişi katılarak kararın iptal edilmesini istedi. (DK/TY)
Dersim’de ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları ekosistemi tehdit ediyor

DERSİM'DE YEREL SEÇİMLER
31 Mart’a doğru: Kadın seçmen var kadın temsili yok

Kayıp ve yas kavramının kamusal alanda yansımaları

DEPREM BÖLGESİNDEN İZLENİM
Kimliksiz yaşayanlar kimliksiz öldü
