HDP EŞ GENEL BAŞKANI ERTUĞRUL KÜRKÇÜ
Bölgede Savaşanlar Şiddeti Ailelerine Taşıdı

HDP Eş Genel Başkanı, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis’teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, çocuklara yönelik şiddette idam cezasının geri getirilmesi yönündeki tartışmaları hatırlatarak verilecek cezaların ağırlaştırılmasıyla suçların azalmayacağını belirtti.
“Sanıklara müebbet hapis cezaları verilmesini yasaya sokmaya hazırlanıyor hükümet. Hiçbir suç grubuna yönelik cezaların ağırlaştırılmasıyla suçların azalması yaşanmadı.
“Suçların ve cezaların doğum yeri toplumun kalbi, orada yatan eşitsizlikler. Çocuklara şiddet suçu işleyenlere bakın. Hepsi erkek. Kadın cinayetlerinin failleri de erkek ve az eğitimli gruplardan geliyor. Askerliklerini bölgede yaptıklarını göreceksiniz.
“Yaşları 20-40 olan milyonlarca erkek bu savaş cephelerinde savaştılar. Öldüler, öldürüldüler. Vuruldular. Travma sonrası stres bozukluğuyla aile ve çevrelerine bulaştı.
“Kendini kaybeden insanın aklına hitap etmek kadar saçma bir şey olamaz. İdam, müebbet cezaları koyacaksınız. Eğer çok öfkelenirsem sonum hapishane olur diye düşünecek mi?
“Eşitsizlikleri giderecek politikalar ortaya koymak gerekir. Bunlar yok. Kadınlara ve çocuklara karşı şiddete karşı en ağır cezaları vereceğim, diyeceksiniz. Görüyorsunuz en iyi biziz diyerek toplumun en arkaik duygularına hitap etmeyi hedefliyorlar. Şiddeti kışkırtmış olursun. HDP bunu değil, eşitsizlikleri önleyecek, yeni toplum kurmayı teklif ediyor. Yeni toplum kurarak eskiden arınırsınız.
“Çocuğa karşı şiddetin karşısındayız. Koruyucu mekanizmaların en yakın çevreden, aileden, mahalleden başladığını bilerek, ailelerin yeterli geçim araçlarına kavuşmaları, çocuklara sosyal alanlar sağlanması, toplumumuzun kültürel, cinsel, diğer yönlerden eğitilmeli. Kurumsal mekanizmalarla şiddetin kesilmesini savunuyoruz.”
Uludere komisyonu gibi olacak
Konuşmasında gündemdeki çeşitli konulara değinen Kürkçü eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar'la ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu'nun akıbetinin, Uludere olayı ile ilgili kurulan komisyon gibi olacağını ifade etti.
“Dokunulmazlıkları kaldırılıp acaba yargının önüne gönderilecekler mi gönderilmeyecekler mi? İddiaya girebilirim, AKP’nin çoğunlukta olduğu bütün meclis komisyonları nasıl çalışacaksa öyle çalışacaktır.
“Kurulan bu Meclis Soruşturma Komisyonu'nun akıbeti, Uludere olayı ile ilgili kurulan komisyon gibi olacaktır. Komisyon ilk toplantısını kimbilir ne zaman yapacaktır?
“Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra hüküm vermek durumunda kalacaktır, o zamana kadar kim öle kim kala...
“Uludere olayı ile ilgili izlediğimiz görüntüler apaçık ortada iken AKP'liler bu gençlerin adım adım ölüme gidişlerinde gözyaşlarını tutamamışlardı. Ancak raporlarında 'olayda kasıt yok' diye hüküm verdiler.
“Uludere olayında Necdet Özel emri vermişti ve bunu da önceden başbakana danışmıştı.
“Komisyon kimin emir verdiğini bilmiyoruz kasıt yok dedi. Biz anladık. Komisyonun kararını kabul etmedik ve bunun takipçisi olacağız.
“Bu komisyonda da akıbet aynı olacak. O yüzden kamuoyundan kaçırılarak komisyon nihayet zor bela bir araya getirildi.”
Kürkçü TBMM Genel Kurulu'nun dünkü birleşiminde, dört eski bakanla ilgili önergelerin görüşülmesi sırasında Meclis Televizyonu'nun yayın yapmamasını eleştirdi.
"Meclis televizyonu TRT'nin yani kamunun, devletin değil kamunun bizim yanı. Bizim televizyonumuz. Meclisteki tartışmalarımızı göstermemek üzere AKP yöneticileri tarafından önlendi.
“Tıpkı daha önce grup konuşmalarımızın önlendiği gibi. AKP'nin lüzum gördüğü üzere yayın yapıyor. Devlet televizyonudur diyerek kamu yayıncılığını AKP kontrol altına alıyor.
“Özel televizyonlarını tek tek kendi gözdeleri iş adamları tarafından sahiplendiriliyor. Türkiye medya ortamı dünyanın en karanlık medya ortamı haline getiriliyor.”
Deniz Gezmiş ve arkadaşları
Kürkçü bugünün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatarak “Onların 42 yıldır dinmeyen acısı hala yüreğimizde” dedi.
“Bugün halen son sözleri dilimizde. Deniz ne demişti; bana sorarsanız o günden bugüne halen değişmeyen Türkiye'nin devrimci programını 16 kelimeye sığdırmıştı. Bunlar tutanağa geçirilmedi. Korktular.
“Yaşasın Marksizm Leninizm'in yüce ideolojisi, Yaşasın Kürt ve Türk halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Bunlar yapmamız gereken işlerin kısa listesini bizlere sunuyor.
“HDP, bu anıya, davaya sadık olanların partisi olarak onların yolunda yürümeye devam edecek.”
İfade özgürlüğü
Freedom House'un "Türkiye'yi dünyanın en özgür olmayan medya ortamı olmadığını" belirlediğini söyleyen Kürkçü, bu kurumu “aslında ABD müesses nizamının ahlaki sınırlarını çizen bir kuruluş” olarak niteledi.
“Dünyaya da o gözle bakmak üzere dünyadaki gidişatı izliyor. NATO'nun arkasında durmuş, Marshall planının arkasında durmuş. ABD gözüyle dünyaya bakan, Türkiye müttefiki olarak bakan bir kuruluş. Gerçek onların tespitinden de kötü.
“İşinden çıkarılan, kovulan ve hapisteki gazetecilerle ilgilenmiyorlar. Gazetelerin, radyoların, televizyonların içine hükümet insanı yerleştirilmesine o kadar yakından bakmıyorlar. Durum korkunçtur.
“O nedenle HDP sadece bu verilere değil kendi öz deneyimlerine bakarak AKP'nin iktidara geldiğinden bu yana ifade ve medya özgürlüğünün ne kadar sınırlandığının farkındadır. Daha çok patronlara değil partilere iş düşüyor. Özgür bir iletişim için rol alabilirler.
“Eğer gazeteciler, patronların baskısıyla sendikalarını ölüme gönderip terk etmeselerdi, kolektif ortak güçlü bir dayanışmaları olsaydı bunlar yapılamazdı. Her gün işten kovulma korkusuyla iş yapmak reva mı? HDP mücadelesine devam edecek.
“Haberciler, özgür bir habercilik ortamı için mücadele edemezlerse hiçbir parti onların yardımcısı olamazlar.
“İyi ki özgür basın var. Hepimiz cahil kalırdık. Gazeteleri siz yönetmediğiniz için ne kadar çok haberiniz kıyılıp, çöpe atıldığını biliyorsunuz. Bununla özgür basın doğdu. İyi ki özgürlük, gerçek haber için varlar. Hayatlarını feda etmiş basın emekçilerinin 3 Mayıs'ını kutluyoruz.
“Bilginin saklanması, yok edilmesi sadece halka yönelik bir tedbir. Egemenler, Türkiye'yi yönetenler bilgiyi halktan saklıyorlar. Herkesin bilmediğini bilmek devletin peşinden koştuğu şeydir. Dünyanın peşinden koştuğu bilgidir. O yüzden devletin bilgisine erişen hakikatin de bilgisine erişir. O yüzden gazeteciler, milletvekilleri, halk için mücadele edenler bilgilere erişir.”
Dersim’le yüzleşmek
Ertuğrul Kürkçü’nün konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Dersim'de insanlığa karşı işlenmiş suç vardı. Yüzleşmek için ne yapıldı? Sadece siyasi rakibini vurmak için. Fırsat olduğu kadar önemi vardı. Öyle olmasaydı Roboskî katliamında aynı yürek telleri titrerdi. Onu açığa çıkarırdı.
“Artık örtülmesi mümkün olmayanın ortaya çıkarılmış gibi yapılmasının siyaset bakımından değeri yok. Yüzleşelim.
“Toplumun bütün kurumları yüzleşsin. Hükümetin kibarca pardon demesi yetmez. Ordunun, emniyetin, üniversitenin kendi geçmişiyle yüzleşmesi gerekir. Bir akademi düşünün, elinden çıkan tezlerden Kürt kelimesi geçmemiş. Bunlar olmadığı için soykırımın en önemli cellatlarından birin Sabiha Gökçen'in adını ikinci hava limanına verirsiniz. Oradaki insanların köylülerin başına bomba yağdıran birinin adı geçiyor. Bu iklimden ne zaman çıkacağız?
“Çıkmazsak, yüreklerimizi soğumazsa, geçmişte olanları bilmezsek, çocuklar kimin torunu olduğunu bilmezse nasıl yurttaş olacaklar. Ömrü boyunca başkası olarak yaşayan son soluğunda Alevi ve Ermeni olduğunu söyleyen insan karşısında nasıl tutarlılıktan söz ederler. Dersimi hatırlamak bizim için çok önemli.”
CHP’ye çağrı
“O günkü CHP ve devlet ile bugünkü aynı değil. Madem her şeyin mirasçısısınız, başarıların mirasçısısınız bu katliamında mirası sizindir. Bu yükten kurtulmanız için Dersim halkının yanında olmanız gerekirken, örtbas etmeye çalışıyorsunuz. Niçin Kürtler bizim yüzümüze bakmıyor diye soruyorsunuz. Niye baksın?
“Cellatları yanında yer aldığınız için yanınızda yer tutmaz. Bir adım atın. Bülent Ecevit bir şiirinde Kürt geçiyor diye Kürtler çocuklarının adını Bülent koydu. Adım atmazsanız Kürdistan'da partiniz olmaz. Sizi kıskandığımız için değil, yapmadıklarınız için eleştiriyoruz. AKP bu şekilde hakimse sizin de payınız var?
“O yüzden meclisin iki egemen partisinin bu yüzleşmeyle hemhal olmadığı sürece her gün bu meseleyi gündemde tutacağız.”
1 Mayıs
“"AKP'nin yalan fırtınasına dönüşen bu yalanlar onun egemenlik ve siyaset tarzını ele veriyor. AKP, 2010'da 1 Mayıs'ı işçi bayramı ilan etti ve hem de Taksim'i afişlerle donattı...
“2010'da 1 Mayıs Taksim'de dedi. 2014'de 40 bin güçle Taksim'i kuşatarak giremezsiniz dedi. Hani yüzleşmiştik 1 Mayıs yasaklarıyla? AKP aslında bugün kendiyle yüzleşse daha iyi.
“Bırak geçmişi sen kendine bak. İktidara geldiğinde gariplerin, fukaranın, hakkı yenilenlerin partisi olacağız dediler. Hakimiyetten kaçamadın. Egemen sınıfın, neoliberal politikalarıyla iktidara geldin. Onların yaptıklarından başka bir şey yapamazdın. Sermayenin pratiklerini devraldın. Askeri diktatörlüğün 1 Mayıs yasaklarını devraldın.
“Toplumun akışını tersine çevirmen mümkün değil. İşçisiz demokrasi olamayacağı için ancak bir diktatörlük olacaksın. Eninde sonunda yıkılacaksın. Ne kadar diktatörleşirsen yıkımına o denli yaklaşıyorsun. Zulmün artsın sonun gelsin.”
Cumhurbaşkanlığı seçimi
"Sabah kalkıyoruz cumhurbaşkanlığı, akşam yatıyoruz cumhurbaşkanlığı...
“Çünkü Tayyip Erdoğan kendisini, ailesini ve yolsuzluk arkadaşlarını yargı kıskacından kurtarmak için iktidarın tamamına sahip olmak istiyor.”
Kürkçü, Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ve MHP'nin birleşmesini istediğini söyleyerek “bu saflaşmayı kabul etmediklerini” ifade etti.
“Bunun bir parçası olmayacağız. Kendi cumhurbaşkanı adayımızı çıkaracağız. Hodri meydan, çıkartın adaylarınızı biz de geliyoruz.”
Kürkçü Cumhurbaşkanlığı seçimine 1.5 ay kalmasına rağmen seçimin nasıl yapılacağının belli olmadığını, YSK'nın açıklama yapmadığını da söyledi.
“Çünkü YSK, Tayyip Erdoğan'ın ağzından çıkacak lafa bakıyor.”
Seçim barajı
“Yüzde 10 seçim barajı basın yasakları ve yüzleşme ayıpları gibi Türkiye'nin ayıbı olarak, halka karşı doğrultulmuş bir kılıç olarak, bizim tarafımızdan kırılacağı günü bekliyor.”
Suriye siyaseti
Kürkçü hükümete seslenerek “Suriye siyasetini değiştir, Orada İslamcı, şeriatçı çetelerle anlaşma yapacağına, oradaki Kürt halkı ile el sıkış” dedi.
“Dış siyaseti de yeniden şekillendirmek durumundayız. Rojava'da olup bitenleri yakından izliyoruz. Çok açık biçimde Rojava'da mücadele eden Kürt halkı karşısında dış siyaset izleniyor.
“Sona erdirilmesi söz konusu olmazsa Türkiye'nin de diğer komşuların da düşeceğini biliyoruz. Suriye siyasetini değiştir. Orada İslamcı, şeriatçı çetelerle uzlaşma. Kürt halkıyla el sıkış.
“Rojava'yı kontrol altına alacağım diye Irak'taki çıkarlarla şantaj yaparak federal Kürt yönetimini kendinle sürüklemeye çalışma. Duvar yaparken onların hendek kazmasını teşvik etme. Kürtler ne kadar birbiriyle dayanışırsa o kadar iyi olur.
“Yepyeni bir düzenin ipuçlarıyla karşı karşıya geliyoruz. Eşitlikten, özgürlükten yana, halkların kardeşliğinden yana bir toplum kuruluyor orada. Kürdistan'ın her yerinden gençler Rojava'ya akıyor. Buradan oğlu Ali Narin'i yitiren Sur Belediye Başkanı Seyid Narin'e başsağlığı diliyoruz." (YY)