Bir sergi değil, bir sahneleme: Nuri Kuzucan'dan 'Pasaj'

Nuri Kuzucan'ın "Pasaj" başlıklı sergisi ARTER'de yarından itibaren izlenebilir. Küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer'in üstlendiği serginin mimari tasarımını ise Duygu Doğan yaptı.
"Pasaj", sanatçının mekâna özgü bir mimari düzenlemeyle sunulan bu sergi için ürettiği yeni eserleri ve daha erken tarihli üretimleri dahil 23 yapıttan oluşuyor.
"Değişim kaçınılmaz"
Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli "Pasaj"ın bir sahneleme olduğunu söylüyor:
"'Pasaj' benim için bir sergi değil, bir sahneleme aslında. Müzikten gelen bir insan olduğum için her şeye sahne, müzik üzerinden bakıyorum. Nuri, Nilüfer ve Duygu'nun aslında beraber sunduğu; mekânla resim, mekânla sanat, mekânla hayat, ışık, insan bedeni arasındaki ilişkiye, birlikteliğine odaklanan bir olay. Bu serginin kurgulanmasında sanatçı ve küratörün değil, Duygu'nun da çok katkısı var.
"Bu kurgulanan kompozisyon, sergiden içeriye girdiğinizde acaba mekân mı, resim mi, ben bir oyuncu muyum, dün baktığım şey bugün farklılaşmış mı gibi soruları içeriyor.
"Ayrıca özellikle bunu tasarlamış değiliz ama bütüne baktığımızda aylardır içinden geçtiğimiz insanlık travması birleşkesinin detaylarını göreceksiniz: Karanlık-aydınlık, kaos-düzen, umutsuzluk-umut... 'Pasaj' sözcüğü bana çok güçlü bir şekilde değişimin kaçınılmaz olduğunu, değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu ve tutunduğumuz evrensel değerlerle ilgili değişimi başlatmamız ve kendi duruşumuzda da kararlılıkla ısrar etmemiz gerektiğini düşündürtüyor."
En büyük hediye
Şaşmazer ise Kuzucan ve işlerini uzun bir süre önce tanıdığını aktararak şöyle anlatıyor sergiyi:
"Ancak yakın temasımız 2018 yılında bir grup sergisiyle birlikte oldu. Bu sergiye 2 senedir çalışıyoruz. Son bir senesi yoğun okuma, çalışma, resmetme şeklinde geçti. Sergi, resmin esas unsurlarıyla ilişkileniyor. Nuri'nin odağı hep mekan oldu; iç ve dış mekanlar, şehir planı, kuş bakışı ölçeğinde tasvirler... Son yıllarda durulaştığını görüyoruz işlerinde. Bu sergide çıkış noktamız mekân oldu. İki giriş-çıkış olması, alanın bir geçit gibi olması, pencereler ve mekânın hacmi bu ismi koymamıza neden oldu bir yandan."
Sanatçı Nuri Kuzucan ise duygusal anlamda çekilmez bir mizaca sahip olduğunu belirterek, "Resim yapmak sanırım bu hayatta bana en büyük hediye. Daha çok da çevremdekilerin faydasına..." dedi.
Hayatımızdaki ikilikler
Kaos/düzen, ışık/gölge, boşluk/doluluk, yüzey/derinlik, iç/dış gibi ikilikler etrafında kurgulanan yapıtlardan oluşan sergi, hem zihinsel hem de algısal bir akışkanlığı ve geçişliliği merkezine alıyor.
Arter'in 1. katında yer alan "Pasaj", içine yerleştiği ve bir geçiş alanı olarak da yorumlanabilecek galeri mekânını 'pasaj' sözcüğünün mimari, yazınsal ve metaforik anlamları ekseninde resimsel uzamla ilişkilendiriyor.
Mimari tasarımını Duygu Doğan'ın üstlendiği bu mekânsal kurgu ve ona göre akort edilen ışık düzenlemesi ise bakmanın ve görmenin yeni olasılıklarını ortaya koyuyor.
Nuri Kuzucan hakkında |
|
(AÖ)
KIRIK: Bireysel, kültürel ve siyasal alanların daralmasına bir cevap

“Yüzyıllardır köpeklerle paylaştığımız bu sokaklarda, dostlarımızın yanındayız”

Bir ‘gitmemek, geri gelmek’ filmi: Bazen Hep Birlikte

Eğitimde gelinen nokta: Akademik başarı düşüyor, şiddet eğilimi artıyor

Bir Prozac köyü: Domates Biber Depresyon
