Bianetin Bir Hırsızı Var!
Dışardan davulun sesi hoş geliyor tabii. Eskiden Biamag'da cumartesi yazılarımla özgür ve özgün takılırdım.
Sinema ve serbest yazılar yazdığım, çoğunlukla Zonguldak'la ilgili nostaljiler yaptığım cumartesi yazıları gitti, yerine tüm gün kadın sorunlarına ve hareketine ilişkin haber ve yorumları kapsayan bir koşuşturma geldi.
Hafta da bir yazmak, ya da aklıma estikçe yazmak kolaydı.
Bir geldim, pir geldim...
Zor olanı ofise erken gelip, bir iki satır daha fazla haber okumak, yeni ilişkiler ağı kurmaktı.
Tüm güne yayılan kadın haberciliğine yetişebilmek ve beş yıllık rötarı onarmak için gerekli zamanı yakalamak, sıkı bir antrenman gerektiriyor.
Ayağımı sürümüş olmalıyım. Geldiğimin ilk hafta sonuna doğru, erken bir saatte, Bianet'e bir konuk geldi.
Emlakçi olmak için dükkan peşinde
Adam emlakçi olacakmış, dolayısıyla dükkan arıyor. Bianetçilerin kiraya verecek dükkanı yok ama ihtiyaç molası için imkanlar mevcut; üstüne de su, hatta çay ve hatta kahve isterse... Evet, tam su servisi yapılıyorken davetsiz konuğu ara ki bulasınız.
Sonunda bulduk tabii. Mutfağın yanındaki odada masanın başında çantayla meşguldü. Bize de, "Alo 155"e alo demek düştü.
Girişim girişim olarak kaldı. Bizim girişimcide ilk dikkat çeken fotoğraf makineli telefonu ve de markası anlayamadığımız ama hayli kıymetli gibi görünen kol saati oldu.
Telefonu 1 milyar
Polis de gelir gelmez önce telefonla ilgilenip, kaça aldığını öğrenmeye girişti. Öğrendi de: Bir milyar...
Kapı gibi iki delikanlının arasından başını uzatıp, "Anne beni kurtar" demesi var ya, içimi acıttı doğrusu. "Akşam da benim evi ziyaret et" diyesim geldi de, "Keşke polise haber vermeseydik" demekle yetindim.
Tabii polisin gelmesi bir saati buldu, bu arada bianet'in Taksim Polis Merkezi'nin hemen alt sokağında olduğunu belirtmek hız üzerine fikir verecektir.
Kadınlar ve erkekler
Hep birlikte polisleri beklerken, ister istemez bizim girişimciyle de sohbet ediyoruz. Daha doğrusu, o "bırakın gideyim" diyor sürekli. Ama iyi oyuncu, herkese başka bir ton ve tarz deniyor. Ya tutarsa misali...
Kadınlar bırakmak yanlısı, erkekler Cihangir'in hırsızları ve hırsızlıkları meşhur olduğundan ve aramızdan canı yanan bulunduğundan, "olmaz" diyorlar.
"Gitsin, ifade versin, siciline baksınlar. Kim bilir kimin canını yakmıştır ortaya çıkar. Zaten kaydı yoksa serbest bırakırlar. "
GBT neymiş?
Sabah sabah bu "hırsızlık girişimi" can sıkıntısı yaratsa da, serde habercilik var ya, durumu yeni Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre yorumlamaya çalışıyoruz.
Daha doğrusu, biz daha birkaç cümle söyleyemeden bizimki bizden kültürlü çıktı.
Biraz önce "Anne bana yardım et" diye yalvaran "girişimci" yarı yarı alaylı, yarı tehditkar,"GBT'm ortaya çıkarsa, görüşürüz" der gibi, ya da tam öyle de dedi galiba...
GBT ne mi? Ben de yeni öğrendim. Öyle herkesin bilebileceği bir şey değilmiş. "Genel Bilgi Toplama", demekmiş. Adli ve siyasi başı derde girenler için böyle bir "fişleme" yoluna gidiliyormuş, her başın derde girdiğinde GBT'ye bakınca öncekiler ortaya çıkıyormuş...
Nihayet polisler geliyor
Bizimki hayli deneyimli görünüyor... Biliyor ki bir kez karakola giderse çıkması biraz uzun sürecek. Bizim de şikayetimizi geri almamız için de artık çok geç. "Alo 155" bizi çok bekletince, Taksim Polis Merkezi'ne telefon ettiğimizden polisleri beklemekten başka çaremiz yok.
Polisler gelinceye kadar hırsızla sürdürülen diyaloga "Ya abi GBT'm çıkarsa, hem ben bir şey çalmadım ki, siz şimdi çaldı derseniz" gibisinden, pazarlık süreci de ekleniverir.
Biz de yalan yok tabii.. Nihayet polisler geliyor, bizim girişimci götürülüyor. Bizden iki tanıkla birlikte...
Almanya'daki mevkidaşın başarısı
İki arkadaşımızın yokluğu günlük işleyişi etkiliyor, fakat bir türlü dönmüyorlar... Bir yandan girişimciyi bir yandan arkadaşlarımızı merak ediyoruz...
Döndüklerinde öğreniyoruz ki; yeni TCK ister istemez polis memurlarının işini zorlaştırmış, kimi yaptıklarını yeniden yapmak zorunda kalıyorlar falan...
Bizim girişimci, aslında biz ona aramızda "hırsızımız" diyoruz, sevgimizi de içine koyarak... başarısızlık hoş değil tabii onun bulunduğu yerden bakınca...
Fakat, az önce telefon çaldı, Berlin'den... Aramızdan biri şu anda Berlin'de de... Bizimkinin yapamadığını, onun Almanya'daki, nasıl diyorlar, evet mevkidaşı başarmış, cüzdan gitmiş...
Hep birlikte üzüldük, bari buradaki yararlansaydı... (AD/BA)