Almanya Anayasayı Koruma Federal Dairesi (BfV) Cuma günü yayımlanan raporunda aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif'i (AfD) "aşırılıkçı" partiler arasında sınıflandırdı.
Bu sınıflandırma halen ülkenin en geniş muhalefet partisi konumundaki AfD'nin yasal açıdan gözetim altında tutulmasına olanak tanıyor. Partiyse bu sonucu "demokrasiye darbe" diye niteledi.
Uzman raporu: "AfD ırkçı ve Müslüman karşıtı"
Daire'nin dayandığı 1.100 sayfalık uzman raporunda, AfD ırkçı ve İslam karşıtı bir örgüt olarak tanımlanıyor. Bu tanımlama güvenlik servislerinin AfD'ye sızdırmak üzere muhbir görevlendirmesine ve partinin iletişimini dinlemesine olanak tanıyor. Partinin yasaklanmasına yönelik çağrıları da tetikliyor.
BfV raporunda "Değerlendirmemizin merkezinde, AfD'yi şekillendiren etnik ve ata soyuna dayalı olarak tanımlanan halk kavramı yer alıyor." diyor. "Bu kavram, Almanya'daki nüfusun diğer tüm kesimlerini değersizleştiriyor ve insan onurunu ihlal ediyor."
AfD istihbarat gözetimi altına alınabilir
BfV'ye göre, "Bu kavram, partinin genel göçmen ve İslam karşıtı duruşuna yansıyor." Daire, AfD'yi bireylere ve gruplara karşı "mantıksız korkular ve düşmanlık" yaratmakla suçluyor. BfV'nin bir siyasi partiyi izleyebilmesi için böyle bir sınıflandırma gerekiyor. Almanya'nın hem Nazi hem Komünist yönetim dönemindeki deneyiminin sonucu olarak BfV diğer Avrupa istihbarat servislerinden daha fazla yasal kısıtlama altında olduğundan, bu sınıflandırma kuruluşun kısıtlamaların ötesine geçmesine olanak veriyor.
Almanya'da "aşırılıkçı" olarak sınıflandırılan diğer yapılar arasında Ulusal Demokratik Parti (NDP) gibi neo-Nazi gruplar, IŞİD dahil İslamcı gruplar ve Almanya Marksist-Leninist Partisi gibi sol gruplar da var.
Fransa ve Romanya'dan sonra
AfD'nin karşılaştığı durum, aşırı sağın son aylarda artan desteğini iktidara yansıtma çabalarının Avrupa genelinde duvara tosladığı bir döneme rastladı. Bundan önce, Fransa'da Milli Birlik Partisi lideri Marine Le Pen'inin zimmete para geçirme suçundan mahkum edilmiş, ardından 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılması yasaklanmıştı.

"BANKAMATİK MEMURLARI"NA 3 MİLYON AVRO
Protofaşist Marine Le Pen'e 4 yıl hapis ve 5 yıl siyaset yasağı
Romanya'da da aşırı sağcı aday Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turundan birinci çıktıktan sonra Romanya'daki cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları iptal edilmişti.

TİKTOK BİRİNCİ GELEN ADAYA "İLTİMAS GEÇMİŞ"
Romanya: Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçim sonuçlarını iptal etti
Dünya sağından tepkiler
Reuters'in haberine göre, kararın duyulmasından sonra İtalya Başbakan Yardımcısı ve aşırı sağcı "Lega" partisinin lideri Matteo Salvini, X hesabından "ÇOK CİDDİ. Fransa ve Romanya'dan sonra, bir başka Demokrasi hırsızlığı mı?" diye yazdı
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Almanya'nın AfD'yi "aşırılıkçı" olarak nitelemekten vazgeçmesi gerektiğini söylerken, 23 Şubat seçimleri öncesinde AfD'yi açıkça destekleyen ABD'li milyarder Elon Musk, partinin yasaklanması konusunda uyardı.
X'teki hesabından "Almanya'nın en popüler partisi olan merkezci AfD'yi yasaklamak, demokrasiye karşı aşırı bir saldırı olur," dedi.
AfD de, partinin itibarsızlaştırılması ve suça yönelik siyasal amaçlı bir girişim olarak nitelenmesini kınadı.
Eş Başkanlar Alice Weidel ve Tino Chrupalla yaptıkları açıklamada, "AfD, demokrasiyi tehlikeye atan bu iftira niteliğindeki saldırılara karşı yasal işlem başlatmaya devam edecek," dedi.
Bundan sonra
Almanya parlamentosu bundan böyle yasal olarak AfD'ye yönelik kamu fonlarını sınırlamaya veya durdurmaya çalışabilir. Ancak bunun için partinin açıkça Alman demokrasisini baltalamak veya hatta devirmek istediğine dair somut kanıta gerek var.
Bu arada, Almanya İçişleri Bakanlığına göre, "aşırılıkçı" olarak sınıflandırılan bir örgüte mensup memurlar, kurum içindeki rollerine bağlı olarak işten çıkarılma olasılığıyla karşı karşıya.
Bu şekilde damgalanması, şu anda birçok ankette zirvede yer alan ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Almanya'nın en "başarılı" aşırı sağcı partisi olan AfD'nin yeni üye çekmesini de zorlaştırabilir.
Önümüzdeki günlerde Almanya'nın yeni Kırmızı-Siyah koalisyonunun Başbakanı olarak görevi üstlenmesi beklenen Hristiyan Demokrat lider Merz'in önde gelen müttefiklerinden Jens Spahn, AfD'nin kendisini "mağdur" olarak göstermemesi açısından normal bir muhalefet partisi olarak ele alınmasını önerdi.
Ancak, diğer ana akım partiler ve birçok muhafazakar bu yaklaşımı reddederek durumun AfD'nin parlamento komisyonlarında yer almasını engellemekte değerlendirilmesini istiyor.
Kıdemli Sosyal Demokrat (SPD) liderlerden, muhafazakarlarla koalisyon kurmak yolundaki Mecklenburg-Vorpommern Eyalet Başbakanı Manuela Schwesig, "Bugünden böyle artık kimse bahane üretemez: Bu demokratik bir parti değil," dedi.
SPD lideri Lars Klingbeil, Bild gazetesine yeni hükümet kurulur kurulmaz, yetkililerin AfD'nin yasaklayıp yasaklamamayacağı konusunu ele almaları gerektiği yolunda bir demeç verdi.
Önceki SPD lideri Olaf Scholz ise cuma günü dikkatli bir değerlendirme yapılması çağrısında bulundu ve partiyi yasaklamakta acele edilmemesi konusunda uyardı.
(AEK)