20. Yılında Çernobili Unutmamak İçin
Bu etkiler günümüzde hala sürüyor. Dünyanın en büyük nükleer kazasından 20 yıl sonra Greenpeace hala sürmekte olan etkileri gösteren bir sergi hazırladı.
Çernobil'i sergi ve kitapla unutmamak
Çernobil'i hatırlarken, Greenpeace dünyanın en korkunç nükleer kazasından kaynaklanan insan ve çevre trajedisini gösteren serginin yanı sıra bir de "Sertifika 000358" isimli bir kitapta bulunuyor.
Çernobil sergisi Robert Knoth tarafından çekilen fotoğraflardan oluşuyor. Metis yayınları tarafından basılan "Sertifika 000358"se 26 Nisan'da kitapçılarda olacak.
Sergi için Greenpeace, nükleer kaynaklı mağduriyetleri istatistiksel verilerden çıkararak onların da rakamlardan ibaret olmadığını ve bizler gibi insan olduğunu gösterme amacı taşıdıklarını ifade ediyor.
Sergi Türkiye'de Ankara ve İstanbul'un yanı sıra nükleer planların yapıldığı Sinop'da sergilenecek. Dünyada ise 30'dan fazla ülkede 40 şehir sergi aracılığıyla Çernobil'i hatırlayacak.
Serginin yer alacağı ülkeler şöyle:
Ukrayna, İngiltere, İtalya, Almanya, Belçika, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, İsrail, Lübnan, Rusya, Hindistan, Meksika, Avustralya, Bulgaristan, Polonya, Arjantin, İsveç, Slovakya, Finlandiya, Romanya, İspanya, Kanada, Brezilya, Avusturya.
Atıcı: Bu yüzyıl modern yenilenebilir teknolojilere aittir
Greenpeace Enerji Kampanya Sorumlusu Hilal Atıcı, "Çernobil kazasının günümüze kadar süren insani ve çevresel etkileri, bize nükleer güç teknolojilerinin tehlikelerini hatırlatıyor. Bu kazayı, nükleer kalıntılar yüzünden ölen ve ciddi şekilde hastalanan binlerce insanı unutmamalıyız" diyor.
Atıcı, "Çernobil en korkunç kaza olabilir, ama aralarında geçtiğimiz günlerde de yaşanan Japonya'da Rokkasho nükleer santralinde yaşanan sızıntıyı da sayabileceğimiz kazalar yaşanmıştır" diyerek nükleer gücün, elektrik üretiminde günümüzü en tehlikeli ve en pahalı yollarından biri olduğunu söylüyor.
Böylesine yıkıcı bir geçmişi olmasına rağmen nükleer endüstrinin, yeni pazarlar arayışında olduğunu ifade eden Atıcı, Enerji Bakanı Hilmi Güler'in son dönemde nükleer santral için yaptığı açıklamaların karanlık çağlara doğru bir geri adımı temsil ettiği, nükleer santral için Karadeniz kıyısındaki Sinop'u seçmekle bu geri adımlardan bir tanesi olduğunu vurguluyor.
Hilal Atıcı "Güler'in sağduyu ve aklın sesini dinlemek yerine, nükleer lobicilerin yalanlarla beslenen nükleer santral pazarlama girişimlerini dinlediği ortada. Nükleer enerji hala tehlikeli, atıklar binlerce yıl ölümcül etkisini koruyor. Üstelik bugünün yüksek tansiyonunda, nükleer santraller terör için iştah kabartıcı hedefler. Nükleer yolu seçmek Türk halkını tehlikeli ve çok pahalıya malolacak bir geleceğe mahkum etmektir" diyor.
Atıcı "Çernobil bize nükleer enerjinin artık, 20. yüzyılın başarısızlığa uğramış teknolojilerinin çöplüğüne atılması gerektiğini hatırlamamıza yarıyor. Bu yüzyıl modern yenilenebilir teknolojilere aittir" diyerek Greenpeace adına hükümeti nükleer seçeneği reddetmeye ve yenilenebilir enerjiler ve enerji verimliliği gibi gelişmiş modern teknolojilere yatırım yapmaya çağırıyor. (EZÖ/KÖ)
* Fotoğrafların açıklamaları:
Üstteki fotoğraf: Veznova, Beyaz Rusya. 12 yaşındaki Natasha Popova ve 8 yaşındaki Vadim Kuleshov. Natasha mikrosefali ile doğdu, Vadim ise kemik hastalığı ve zihinsel bozukluğa sahip. Çernobil'den beri, özellikle daha ağır zehirlenmiş olan Beyaz Rusya'da, fiziksel ve zihinsel engelli çocukların sayısında büyük bir artış var. Sosyal ve ekonomik olarak yalıtılmış, Beyaz Rusya'da pek çok ebeveyn çocuklarına dikkat etmekten aciz.
Çocuklar çoğunlukla devlet kurumları tarafından götürülüyor. Mogilov'un zehirli bölgesinde bulunan Veznova'daki bu kurum, İrlandalı Çernobil Çocukları Projesi tarafından desteklenmekte. Ukrayna'daki Çernobil, tüm nükleer kazaların en rezili haline geldi. 1986'daki nükleer reaktör patlaması Batı Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna'da milyonlarca insanın hayatını etkiledi. Her ülkenin enerjiyi Avrupa'ya ihraç etmek üzere yeni reaktörler kurma planları var.
Alttaki fotoğraf: Gomel, Beyaz Rusya. Annya günlük iğnelerini oluyor. Arkadaşları ve ailesi tarafından Annya diye çağırılan Anna Pesenko eve döndü. Geçen ay acilen hastaneye kaldırıldı ve 17 gün yoğun bakım ünitesinde yapay solunuma bağlandı. 2000 yılında tekrardan beyin tümörü teşhisi konduktan sonra bu bir rutin haline geldi.
İlk kanser teşhisi 1994'te kondu. Anne babası Valentina ve Vachlav Pesenko geceleri kızlarının yatağının yanında uyuyorlar çünkü Annya her 15 dakikada bir yatak yaralarını önlemek için dönmek zorunda. Her şeyde yardıma ihtiyacı var. Ukrayna'daki Çernobil, tüm nükleer kazaların en rezili haline geldi. 1986'daki nükleer reaktör patlaması Batı Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna'da milyonlarca insanın hayatını etkiledi. Her ülkenin enerjiyi Avrupa'ya ihraç etmek üzere yeni reaktörler kurma planları var.