Sosyalistler Partisi (SOLDEP) LGBTİ+ komisyonu üyesi Asya Gökalp, 2 Mayıs’ta İzmir’de çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Gökalp’in tutuklamaya sevkinde “Sosyal sınıf olarak görülebilecek Bozkurt işareti yapanları ve ülkücüleri terörist olarak görmek suretiyle halkı kin ve düşmanlığa tahrik” etmek suçlaması yer aldı.
Gökalp’in avukatı ve SOLDEP Genel Başkanı Deniz Can Aydın, müvekkilinin ciddi sağlık sorunları yaşadığını ve cinsel kimliğinden ötürü cezaevinde tacize maruz kaldığını belirterek tahliye edilmesini talep etti.
“Hukuk garabeti”
Aydın, müvekkilinin tutuklanma sürecini şöyle anlattı:
“Müvekkilim 2 Mayıs günü evinden gözaltına alındı. Gözaltına alınma gerekçesinin anlamlı bir kısmı, sosyal medyada attığı tweet’ler kapsamında suçlu görülmesiydi. Asya tanınan, bilinen bir LGBTİ+ aktivisti olduğu gibi, SOLDEP üyesi bir sosyalist. Bu nedenle daha önce de sık sık hedef gösterilmişti zaten.
“Geldiğimiz noktada yaşananın, tutuklanmasının, ise bir hukuk garabeti olduğunu düşünüyoruz. İlgili yasa maddesi, halk arasında din-dil temelli şiddet ve ayrımcılığı önlemeye dair hazırlanmış bir düzenleme. Maddenin uygulanabilmesi için açık ve yakın bir tehlikenin doğmuş olması gerekiyor. Yani müvekkilimin tutuklanabilmesi için söz konusu ifadelerin kamuoyunda açık ve yakın bir tehdit yaratması ve bu tehdit üzerinden suç işlenmesine elverişli olması şart.

LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar tutuklandı
Cezaevi koşulları
“Bir başka garabet ise şurada ortaya çıkıyor: Bozkurt işareti yapanların ve ülkücülerin bir sosyal sınıf olarak tarif edilmesi ve bunun üzerinden halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği iddiasıyla Asya’ya yönelik tutuklama yapılması. Dolayısıyla tamamen hukuki açıdan zorlama bir yorumla müvekkil tutuklanmış oldu.
“Sağlık durumu ise oldukça ciddi. İlgili suç, hem infaz kanununa hem Türk Ceza Kanunu’na göre ‘yatarı olmayan’ bir suç. Müvekkil geçmişte bir ameliyat geçirdi, tedavi süreci hâlâ devam ediyor ve bu durum epilepsi hastalığıyla doğrudan bağlantılı. Cezaevine götürüldüğünden beri kalıcı koğuşuna yerleştirilmedi. Şu anda kapasitesinin çok üzerinde insan barındıran geçici bir koğuşta kalıyor. 10 kişilik bir koğuşta 16 kişi kalıyorlar ve yerde yatan insanlar var. Koğuşun hijyen koşulları son derece kötü; giderler tıkalı, lavabolar sağlıksız.
“Müvekkil, ilaçlarına zamanında erişemediği için ve bulunduğu ortam sağlıksız olduğu için cezaevine giriş yaptıktan hemen sonra nöbet geçirdi. Bunun üzerine hastaneye sevk edildi, serum verildi ve ilaçları yeniden yazdırıldı. Cezaevine döndüğü akşam ise ilacını vereceklerini söylemişlerdi. Ancak sağlık durumunun ciddiyeti girer girmez geçirdiği nöbetle zaten ortaya çıkmış oldu.”

“Senin niye göğüslerin yok?”
Müvekkilinin tutuklanmasının, iktidarın “Aile Yılı” politikalarından bağımsız olmadığını söyleyen Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bunun dışında, Asya şu an her ne kadar politik yönü açık bir dosyada yargılansa da, ‘adli suç’ kapsamında tutuklu. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına alınmamış bir suçlama söz konusu olduğu için adli tutuklularla birlikte tutuluyor. Ancak burada bir kısım cezaevi personelinin ve diğer tutukluların kendisine ‘Senin niye göğüslerin yok?’, ‘Sen kadın mısın, erkek misin?’, ‘Sen lezbiyen misin?’ gibi sorularla sözlü tacizde bulunduklarını ifade etti. Bu nedenle müvekkil, hem psikolojik hem de fiziksel olarak kötü muameleye maruz bırakılıyor.
“Arkadaşımızın kusurlu biçimde tutuklandığını, yatarı olmayan bir suç nedeniyle özgürlüğünden mahrum bırakıldığını, ilgili maddenin keyfi ve alelacele uygulandığını ve sağlığının ciddi tehdit altında olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.
“Asya'nın tutuklanmasının, hükümetin bu yılı ‘Aile Yılı’ ilân etmesiyle de doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Söz konusu tutumlar ve gündemdeki kanun değişikliği, LGBTİ+ varoluşların doğrudan cezalandırılması anlamına gelen, neredeyse faşizan bir uygulama biçimi. Öne çıkan, tanınan LGBTİ+ aktivistlerin bu kapsamda hedef alındığını ve cezalandırılmak istendiğini görüyoruz. Bu da tüm lubunyaları sindirme amacı taşıyor. Asya’nın bir an evvel serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

TCK 216
Halk, “kin ve düşmanlığa” nasıl teşvik ediliyor?
TCK Madde 216: Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(TY)