Dil’e gelmek ya da yüzleşmek!
Düşünün bir yazar kendi anadilinde yazamasın, korku ile ürkü ile eza-cefa-ceza tehdidi ile ebeveynleri tarafından öğretilmiş / öğrenilmiş bir başka dille yazsın, yapsın edebiyatını. Sonra bir gün kitabını, birileri onun anadiline çevirsin. Sonra o yazar o çevrilmiş kitabı eline alıp yabancı dilde yazılmış başkasına ait bir kitapmış gibi “yaralı bir dil” edasıyla zorlanarak okusun.